Türkler; İslam inancını gündelik yaşamlarına kültür olarak aktarmayı başarmış, “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” diyen, İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın ümmeti olmakla da şeref duymuş, asil bir millettir.

Ecdadımız; mazlumun, mağdurun, yoksulun yanında, merhamet, iyilik ve aile dendiğinde her zaman en önde olmuştur. Dolayısıyla kendine sığınıp el açanları, inanan inanmayan ayrımı yapmadan, kimsin demeden buyur etmiş ve kapılarını ardına kadar aralamıştır. Bu inançla Türkler, tarihleri boyunca merhametleriyle nam salan ve düşene hiçbir zaman zalimlik yapmayan ve yapmamış, hatta namusunu namusu olarak gören tek millet olarak bilinirler.

Son yıllarda, içinde bulunduğumuz coğrafyada artan düzensiz göçten dolayı, Orta Doğu başta olmak üzere, Afrika dahil milyonlarca mağdur duruma düşen insan; İmparatorluk varisi/devamı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin topraklarına, hayatlarınızı kurtarmak amaçlı can havliyle bir şekilde ulaştınız ve huzur içinde yaşamaktasınız.

Göç edenleri Muhacir olarak gören halkımız, yıllarca devletin borçlanarak harcadığı milyarlarca dolara ses etmemiştir. Pandeminin tetiklediği ama sonuçta hükümetin yanlış politikaları neticesinde, içinde bulunduğumuz kötü ekonominin de etkisiyle artık beklenenden fazlasıyla uzun süren misafirliğinizin tadı kaçmıştır.

Her ne kadar ekonomik kriz sebep olarak görünse de esas mesele; Muhacir mesabesinde kabul edilerek el üstünde tutulanların, saygısız kültürlerinin etkisiyle yaptıkları vatandaşlarımızın sabrını çok zorlamıştır. 

Plajlarda, piknik alanlarında, çarşı ve pazarlardaki aval aval rahatsız eden bakışlarıyla, hastanelerdeki tutum ve davranışlarıyla, hatta kiraladıkları evleri sahiplenmeleriyle, artık dağdan gelip bağdakini kovacak tarzdaki kendilerinden emin hareketleriyle, toplum nazarındaki hoşgörüyü tükettiler.

Mademki ülkendeki savaştan ya da baskıdan kaçarak geldin, burada huzursuzluk çıkartmak yerine, bu millete her vakit minnet borçlu olduğunu unutmamalısın.

Şu an bu yaptıklarınızı başka devletlerde yapmış olsaydınız, inanın toptan sürülüp çıkartılırdınız!

Türk milletinin engin hoşgörüsüne sığındığınız bu topraklarda, her davranışınız tutarlı, edepli ve mütevazı olması gerekirken, neredeyse ülkenin sahibi gibi hareket etmektesiniz.

Oturduğunuz semtlerde etrafa verdiğiniz zararlarla başlayan yanlışlarınız, zamanla çevreden haraç kesecek seviyede mafyacılık oynamanızla devam etmiş, son gelinen noktada da sokaktaki kadın ve kızlarımızı taciz eden videolar çekerek, sosyal medyalarınızda yayın yapmanıza kadar varmıştır.

Dolayısıyla vatandaşımız haklı olarak, bu ve benzeri edepsiz ve ahlaksız davranışlarınıza tepki göstermektedir.

Devletimiz bu ahlaksızlığı yapanları ivedilikle cezalandırırken, buna bağlı olarak sizin ailelerinizi de toptan sınır dışı etmelidir.

Toplumun huzurunu bozan bu insanlar şunu bilmelidir ki!

Siz misafirsiniz ve ilk fırsatta geldiğiniz yerlere gönderileceksiniz!

Bu süreci hızlandırmak ya da rölantiye almak, sizin tutum ve davranışlarınızla doğru orantılıdır.

Tüm bu gerçeklerin farkında ve uyanık olarak, birilerinin provoke davranışlarına kanıp, alet olunmamalı. Yıllardır sabırla yemeyip yedirdiğimiz, sağlık konusunda ve insani olarak gereken her şeyi yaptığımız bu insanları, düşman olarak da görmemeliyiz.

MazaAllah, yıllardır maddi ve manevi yapılanları bir çırpıda silip, bir çuval inciri de berbat etmeyelim. Olumsuz tutum ve davranış sergileyen kendini bilmezlerin hadsizliklerine şahit olduğumuzda, bireysel olarak müdahale etmekten ziyade, güvenlik güçlerimizi bilgilendirelim.

Bizler onurlu şerefli Türk milleti mensupları olarak, yaptığımız iyilikleri kimsenin gözüne sokmadan, burnundan getirmeden ama yapılan ve yapılabilecek yanlışlara da göz yummadan, bu işleri düzene sokacak güce sahip olduğumuzu unutmayalım.