Farkında mısın? Başlığıyla başlayan yolculuğumuza bu hafta da bir soruyla devam edelim.

İnsanoğlu neyi sever?

Annesini, babasını, evladını, kediyi, köpeği, gezmeyi, eğlenmeyi... vs. saymakla bitmez.
Ya kendisini? Kaçımız kendimizi her halimizle olduğumuz gibi kabulleniyor? Kaçımızın kilolarıyla başı dertte ya da kaçımız kendisini başarısız ve değersiz hissediyor?

Kendimizi olduğumuz gibi sevmekten alıkoyan sebeplerin en başında yetiştirilme tarzı geliyor. Çünkü hiçbir insan değersizlik duygusuyla dünyaya gelmez. Gerek aile içinde, gerekse toplumun diğer katmanlarında sürekli aşağılanan ve hor görülen bir insanın kendisini sevmesini beklemek hayal olur. İşin ilginç bir tarafı da bize, kendimizi sevmek öğretilmedi. Sevgi ve saygı hep başkalarına göstermek için öğretildi. Oysa kendisini sevmeyen bir insanın başkasını sevmesi mümkün mü? Kendisini sevmeyen bir insan, başkasının kendisini sevmesini nasıl bekler?

Yoldan geçen herhangi birisine “kendini seviyor musun?” diye sorsak deli olduğumuzu düşünür sanırım. İnsan kendisini sevmez mi? Ne saçma sapan bir soru değil mi? Oysa gerçekten bir dakika içimize, özümüze dönsek ve taaa derinlerden gelen iç sesimize kulak versek o ses bize neler fısıldar? Kendimizi gerçekten seviyor olsaydık, önümüze çıkan en küçük problemlerde bile rüzgarda savrulan yapraklar gibi savrulup gitmezdik. Kendimize olan güven ve saygı çerçevesinde her olay karşısında dimdik durur ve dünyaya meydan okuyabilirdik. Çünkü her insanın içinde belli bir potansiyel var, önemli olan o potansiyeli en iyi biçimde ortaya çıkarmak ve yaşanan her anın kıymetini bilmek.

Kendisini sevmeyen bir insanın hayattan keyif alması, anın kıymetini bilmesi mümkün olmadığı gibi mutlu, başarılı ve huzurlu olması da mümkün değildir.

Kendini sevmek ve bencillik asla yan yana gelemeyecek anlamlar taşır. Kendisini seven insan egolarından arınmıştır, çevreye ve dünyaya karşı duyarlıdır. Bencil insan için durum tam tersidir, çünkü bencil insan sadece kendisiyle meşguldür, ne dünya onun umurundadır, ne de etrafında yaşanan olaylar. Sadece kendi mutluluğu ve egosuyla ilgilenmeyi tercih eder. Kendisini seven insan herkese karşı ilgiliyken, bencil insan sadece dışardan ilgi bekler.

Bu konuya bir de uzman gözüyle bakalım. Psikolog Lütfiye Çetin, kendini sevmekle ilgili şunları söyler: 

“Muhakkak her birey kendi içinde ve özünde iyi ve kötü olanı barındırır. Çoğumuzun kötü olarak nitelediği, bizi kendimize karşı olumsuz düşündüren ve hissettiren vazgeçmek istediğimiz özelliklerimiz olabilir. Ancak daha kaliteli bir yaşam sürebilmenin ilk basamağı; her nasılsak tanımak, kabul etmek ve sevmekten geçer.  Kendimizi sevmek, tüm hayata karşı bakış açımızı pozitifleştirir. Öncelikle kendimizle ilgili olumlu ve olumsuz tüm detayları “Ben buyum…” diyerek kucaklayabilmemiz gerekir.

Günlük yaşam içerisinde kendimiz ile ilgili olumlu noktalara odaklanabilmek, önemli ve teşvik edicidir. İyi hissetmek için elimizdeki en önemli kaynak, başka herhangi bir şeyden daha evvel kendimizi sevmektir.”   

Kendimizi sevmek için önce kendimizle barış anlaşması imzalamalıyız. Geçmişle ilgili bütün yargıları, pişmanlıkları bir deneyim olarak görmeye başladığımızda kendimizi sevmenin de yolu açılacaktır.