Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaşayan divan şairi İşreti, canını kurtarmak için yazdığı bir övgü şiirinde onun alnını Akşehir’e benzetiyor.

İşreti, İstanbul yakınlarındaki Yenihisar’dandı. Asıl adı Mustafa idi. Zamane gençliğinin müzik çalıp söyleyen kişilerindendi.  Kazada memur iken bir yolla Şehzade Sultan Beyazid’ın yanına yaklaşmıştı. Onların ricası ile Eskişehir kadısı oldu. Burada kadı iken Seyyit Battal Gazi ocağındaki bir sapkın tarikatın üyelerini oradan uzaklaştırdı. Aşık Çelebi "Hikayet" başlığı altında Seyyid Battal Gazi Tekkesinde olanları anlatmıştır. Daha sonra yeni tarzda oluşan toplantılarda “Seçkin içki içenlere katılan içkicidir” denilerek görevinden uzaklaştırıldı. Hatta kaynaklarda;

“Biri Şeyhülislam İbn-i Kemal'e gelerek Şair İşreti hakkında dedikodu yapmaya başlamış. Ve bir ara şöyle demiş:

   "Haberiniz var mı efendimiz, Şair İşreti şarap içerken besmele çekiyormuş. Bu küfür değil mi? Bunun hakkında ne buyurursunuz?" Şeyhülislam İbn-i Kemal Efendi, başkası hakkında ileri geri konuşan o adama dersini şöyle diyerek vermiş:

   "İşreti'yi ben çok iyi tanırım. O, su içerken bile Besmele çekmez." Şeklinde bilgi vardır.

İşreti, içki yüzünden Sultan Süleyman Han’ın kahır gazabına uğramasına karar verilmişken padişahın huzuruna bir şiir sundu. Çok beğenilen bu şiir sayesinde idam edilmekten kurtuldu ve ödüllendirildi. Akşehir’inde yer aldığı işte bu şiir:

            Min Gazeliyyātihī

“Ol elā gözler bizümle  mekr-ü āl üstindedür 
Ġamzeler uşşā
ile ceng-ü cidāl üstindedür 

İşigüñde kebkebüñle na içeñ na
şı sehā 
Burc-ı rifatde s
̲üreyyādur hilāl üstindedür 

Cilveler
ılsa semend-i nāz ile ol şeh-süvār 
Berg-i güldür fi'l-mes
̲el āb-ı zülāl üstindedür 

İşte boynı işte şemşīrüñ kefen-berdūş idüp 
İşretī emr-i şerīfe imtis
̲al üstindedür

Ve lehū

Yüzüñ Rūm illeri aṭṭ-ı siyāhuñ ara Boġdandur 
Cebīnüñ A
şehir zülf·i siyeh-pūşuñ aramāndur 

uen gülzārıdur āhū’yı çeşmüñle binā-gūşuñ 
açuñ maġrib diyārıdur leb·i laʿlüñ Bedaşandur 

Cemālüñ Kabedür sīneñ Medīne gözlerüm nūrı 
Memālikde ru
’ı aluñ diyār·ı āl·i Os̲mandur”

Günümüz Türkçesi ile:

Küçük bir Gazel

O ela gözler bizimle düzenli olarak üstümüzdedir.

Gamzeler aşıklar ile savaş üstündedirler.

 

Ömrü boyunca içmeyen cömertlerin nakış yapanlar gibi ayak patırtıları

Göğün yükseğinde olan burçtaki hilalin üstündedir.

 

O usta bir süvari nazlı güzel bir at ile cilveler yapsa

Mesela berrak su gül yaprağı üstündedir.

 

İşte boyun işte kılıç serseriyi kefenleyip

İşreti emri şerifte alınan buyruğa tamamen uyma üstündedir.

            Ve onun Lehine

Yüzün Anadolu illeri siyah kaşların Kara Boğdandır, (Moldovya)

Alnın Akşehir siyah zülüflerin kırağı düşmüş Karamandır.

 

Gülümseyen yüzün gül bahçesi, güzel gözlerin onu oluşturan dallardır.

Saçın Mağrip diyarıdır dudakların Bedahşan taşı(şarap) rengindedir.

 

Yüz güzelliğin Ka’bedir göğsün Medine gözlerimin nurudur.

Memleketlere ruh veren al-i Osman diyarıdır.

 

NOT:

1-Huten – Doğu Türkistan ilde Kaşgar arasındaki geniş ovaları olan bölgeye verilen isimdir. Ceylanlarıyla ünlü bu yer, divan edebiyatında güzlü yüzlü dilberler için sembol olarak kullanılır.

2-Mağrib: Batı taraf. Garb. Güneşin battığı cihet. Akşam vakti. Afrikanın şimal tarafı. Türkiye'ye nispetle garbda bulunan Fas, Tunus, Cezayir ve İspanya tarafı

3-Bedahşan; Kuzeydoğu Afganistan’da bir idarî bölge.