Özel PARKHAYAT Akşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gülay Özkeçeci, kalp krizi risklerine ve oluşabilecek kalp damar hastalıklarına dikkat çekti. Özkeçeci’nin konuyla ilgili açıklamaları şöyle:

‘’Kalp damar hastalıkları, tüm dünyada erken ölümlerin sık nedenlerindendir. Altta yatan neden, halk arasında damar sertliği olarak bilinen aterosklerozdur ve tüm atardamarlarda görülebilmektedir. Hayatın erken dönemlerinde atardamarların duvarında kolestrol birikimiyle başlamakta, yıllar içerisinde sinsi bir şekilde ilerleyerek atar damarların kısmi veya tam olarak tıkanmasına neden olmaktadır.



            Kalp damar hastalıklarının en temel belirtisi göğüs ağrısıdır. Göğüs ağrısı genellikle eforu takiben ortaya çıkmakta ve istirahatle 5-20 dakika içerisinde geçmektedir. Ağrının istirahatı takiben geçmemesi veya istirahatta ortaya çıkması kalp krizi göstergesi olabilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Bazen göğüs ağrısı olmaksızın nefes darlığı, terleme ve çarpıntı hissi de kalp damar hastalıklarının bulgusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hatta daha önceden hiç bir şikayeti olmayan kişilerde bile, ani ölümde ilk bulgu olarak karşımıza çıkmaktadır.



 Kalp damar hastalıklarını önlemek için altta yatan risk faktörleriyle mücadele etmek önemlidir. Söz konusu olan risk faktörlerini ikiye ayırabiliriz. İlki, değiştirilemeyen risk faktörleri



dediğimiz erkek cinsiyet, birinci dereceden akrabalarda kalp damar hastalığı öyküsü ve ilerleyen yaştır. Erkeklerde 45 yaş ve üzeri, kadınlarda ise 55 yaş ve üzeri riskli dönemdir. Kadınlar daha az riskli gruptadır ancak menapoz sonrasında erkeklerle eşit oranda riske sahiptirler. İkinci grup ise değiştirilebilen risk faktörleri yani sigara, şeker hastalığı, hipertansiyon, aşırı şişmanlık, fiziksel hareketsizlik ve kolesterol bozukluğudur. Yapılan bilimsel araştırmalar, sigarayı bırakmanın kalp damar hastalıklarına bağlı ölümleri % 36 oranında azalttığını göstermektedir. Hipertansiyonu olan hastalarda diyet ve ilaç kullanımı ile kan basıncının kontrol altında tutulması, kolesterol bozukluğu ve şeker hastalığı olan hastalarda yine diyet ve ilaç tedavisi ile kan şekeri ve kolesterolün normal seviyelere çekilmesi, riskin önemli oranda azaltılmasını sağlamaktadır. Şişman bireylerin diyet ve egzersiz ile kilo vermeleri de kalp damar hastalıkları gelişmesini azaltmaktadır. Tamamen sağlıklı bireyler de dahil olmak üzere haftada 3 saat veya günde 30 dakika tempolu yürüyüş, bisiklete binme veya yüzme gibi fiziksel egzersizlerin yapılması da gereklidir.



            Kalp damar hastalığının gelişmesini veya gelişmişse bu durumun kalp krizine neden olmasını tamamen önleyecek mucizevi bir ilaç veya ilaç dışı tedavi henüz bulunmamıştır.             Ancak, bahsettiğimiz risk faktörlerinin önlenmesi ve kontrol altında tutulması ile istenmeyen sonuçlar büyük oranda azaltılacaktır.