Yaşam ritüellerine, düşünme, akletme, konuşma vb. özellikleri ile insan, diğer tüm canlılardan ayrı bir konumdadır. İnsan, dini bir inanç sahibi olan kişilere göre de yaratılan varlıkların en şereflisi durumundadır. İnsan, hem irade ve aklı hem de duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesi ile de diğer canlılardan ayrı bir türdür.

Hayvanlar da insanlar gibi doğar, büyür ve ölürler. Onların da bizler gibi farklı ömür süreleri vardır. Yaşamsal açıdan insanlar ile hayvanları karşılaştırdığımız zaman hayvanların da yaşamsal faaliyetlerini sürdürmek için öldürme ihtiyacı duyduklarını görürüz. Örneğin bir aslan, karnını doyurmak ve yavrularını beslemek için 30 adet geyik sürüsü içinden yalnızca 1 adet geyiği avlar. Bu av sayesinde kendisi ve yavrularına maximum 2 gün yetecek kadar yiyecek bulmuş olur.

Bu 2 günlük süre içerisinde aslan, sırf zevk olsun diye geyik avına çıkmaz. Sırf spor yapmak için de geyik öldürmez. Yanından geyik geçse dahi karnı tok olduğu için onu öldürmez. Yani katliam olsun diye geyik türüne saldırmaz. Avlanma ihtiyacı tamamen arz- talep dengesi içindedir. Bu yönüyle hayvanların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmelerinin dışında haz almak için öldürme akışkanlıkları yoktur.

Peki insanlar? İnsanlar da hayvanlar gibi doğduklarında ebeveynlerinin beslemesine ve korunmasına muhtaçtırlar. Çünkü insan da doğduğu andan kendini bilen bir birey olduğu ana kadar korumasızdır. Peki yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesi hayvanlar ile aynı mıdır?

İnsan, örnekte verdiğim aslan gibi sadece yaşamsal faaliyetlerini gidermek için beslenmeyebilir. Örneğin yetişkin bir insan, tavşan avına çıktığı zaman hem kendisi hem de çocuklarını doyurmak için maximum 5 tavşan avlamak yerine adeta tavşan sayısını azaltma pahasına kadar onlarca tavşan avlamaktan geri kalmayacaktır.

Bu yönüyle insan hem zevk için öldürebilir hem de olağanüstü aç gözlülük özellikleri sergileyebilir. Sahi, tüm canlılardan daha şerefli yaratılan insan akıl ve mantığını kullanıp öldürme eyleminin basit bir olay olmadığının bilincine varamaz mıydı?

Bir de ünlü filozof ve yazarların insan tanımına bakalım:

Gazali: “İnsan, tutarsız bir

 hayvandır”

K.Kopper: “İnsan, yalanlayan bir hayvandır”

J.Dewey: “İnsan, çıkarını düşünen bir hayvandır.”

Yukarıdaki filozof ve yazarların insan tanımını bazı kimseler kabullenemeyecektir. “Biz nasıl hayvanlarla eş tutuluruz, bunlar nasıl sözler?” diyenler olacaktır. O zaman ben de derim ki madem bir dini inancın var aç da Kur'an’ı Kerim'i bir oku ne yazıyor. İşini kolaylaştırmak için ben şimdilik sana Kuran'dan bir örnek vereyim.

Furkan Suresi, 44. Ayet: Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü mü sanıyorsun? Onlar HAYVANLAR gibidirler, hatta yolca hayvanlardan da şaşkındırlar. 

Arâf Suresi, 179. Ayet: İnsanlardan ve cinlerden çok sayıda kişiyi cehenneme mahkum ettik. Kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler. Onlar, çiftlik HAYVANLARI  gibidir, hatta daha da kötü... Ve onlar, olup bitenden habersizdirler.

Hem filozof ve yazarların sözlerini hem de verdiğim Kur'an ayetlerini okuduktan sonra kritik düşünenler ve akledip, sorgulayanlar nasıl bir mesaj vermek istediğimi anlayacaktır.

Kitap Tavsiyesi: George Orwell-Hayvan Çiftliği