“AK” ŞEHİRİMİN ak ve temiz yüzlü insanları! 55 yıldır her sene büyük bir onurla ve gururla andığımız Nasreddin Hocamızı, bu sene de geçen yıllara göre gerçekten hak ettiği değerde ve nitelikte andık.

            Her ne kadar; “Anma ve Mizah Günleri” nin isminden ve içeriğinden birtakım kimseler fazla rahatsız olsa da, başta Belediye Başkanımız Salih AKKAYA’YA, bir dönem önceki başkanımız Abdülkadir OĞUL’A, Belediye Kültür Personeline ve vekilimiz Mustafa BALOĞLU’NA bu konudaki hassasiyetleri için teşekkür ediyoruz.

            Bu seneki Anma ve Mizah Günlerinin ramazan ayına denk gelmesi münasebetiyle, içerik olarak da Ramazan-ı Şerifin anlamına uygun programların olmasından kim niye rahatsız? Doğrusu anlayabilmiş değilim.İsminde Nasreddin Hoca geçen bir derneğin eski ve yeni yöneticileri yaptıkları açıklamalarla kendilerini komik duruma düşürmüşlerdir.

            Yıllarca Nasreddin Hocamızın manevi yapısına uygun olmayan temsili Nasreddin Hocaları ve şenlik programlarını özleyenler, tam anlamıyla gerici ve çağdışı kafa yapısına sahiptirler.

            Temsili Nasreddin Hoca Münib Engin NOYAN’ın, Nasreddin Hocamızı başarıyla ve hak ettiği anlamıyla temsil ettiğini hepimiz gözlemledik. Anma ve Mizah günlerinin açılış günü akşamındaki iftar ve sahur programlarında; Temsili Nasreddin Hoca, dünyanın ortasından evrensel mesajlarını canlı yayında herkese ulaştırmış oldu.

            Sevgili Dostlar! Maksadı üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olanlar, acaba tüm programlara ( Çocuk Tiyatroları, Sergi,Ortaoyunu, Karagöz-Hacivat Gösterisi, Konferans,Tasavvuf Musiki Konseri gibi…) katılmış mıdır? Yoksa kendi iç dünyalarındaki hezeyanlara, Büyük Âlim ve gönül insanı Hoca Nasreddin’i alet etmek mi istiyorlar?

            Şunu herkes iyi bilsin ve bellesin ki; Nasreddin Hoca, her şeyden önce Türk-İslâm kültürü ortamında yetişen ve yaşayan bir şahsiyettir. Nasreddin Hocamızı  ve Anma-Mizah Günlerini farklı yerlere konumlandırmaya çalışmak beyhude bir çabadır. Önümüzdeki yıllarda; Konya Büyükşehir Belediyesinin de destekleriyle, Akşehir’imizdeki bazı sivil toplum kuruluşlarının ( NİDA-DER, AKYÖR-DER gibi…) katkılarıyla farklı proje ve programlarla Hocamızın manevi iklimine uygun davranmış olacağız.

            Kıymetli okuyucular! Hocamızın olduğu yerde iyilik, güzellik ve doğruluk bulunur. Asıl mesele şudur ki; bizler, yani Nasreddin Hoca’nın torunları, onun evrensel mesajlarını doğru anlayabiliyor muyuz? Hadi diyelim anlıyoruz, hayatımızın herhangi bir bölümünde, onun nükteleri bizlere pratikte ne gibi faydalar sağlıyor? Somutlaştırmak gerekirse;

            Öğretmen-öğrenci, anne/baba-çocuk, ağabey/abla-kardeş, karı-koca,  esnaf-müşteri,                      yönetici-yönetilen diyaloglarında Nasreddin Hoca Fıkraları bizim için ne derece kolaylaştırıcı unsur olmaktadır?

                Hoca Nasreddin; daima tatlı dilli, güler yüzlü, hoşgörülü, herkese önce insan olduğu için  değer veren ve ona göre davranın birisidir. Toplumsal ilişkilerinde ve diyaloglarında çok başarılıdır. “Kişisel ve toplumsal eleştirilerini kimseyi kırıp incitmeden yapar.” Halk da onu bu yüzden çok sevmiş ve kendinden saymış, o devirde yaşanan haksızlıklar karşısında onu kendi sözcüsü kabul etmiştir.

                Hoca, barış ve sevgi insanıdır. Hangi soruna eğilse, bunu muhataplarını incitmeden, rencide etmeden ele alır ve o sorunu çözer. Çocukla çocuk, büyükle büyüktür. Muhataplarının yaş ve zekâ seviyesine göre hareket eder. Herkesin iyiliğini ve mutluluğunu arzular.Hoca, ömrünün her döneminde kendisiyle, çevresiyle ve hayatla barışık yaşamıştır. Onun sevgisi tüm insanları kucaklamakla kalmamış, diğer canlıları da kapsamıştır. Eşeğine olan düşkünlüğü bunun en güzel kanıtıdır.
              Bu özellikleriyle Nasreddin Hoca, Türk-İslâm Medeniyetinin asırlar boyunca olgunlaştırdığı kadim değerlerin, dünya görüşünün ve mizah dehasının en önemli temsilcisidir.

             Günümüz insanı ve biz Akşehirliler, Nasreddin Hoca’ya ve evrensel mesajlarına her zamankinden daha çok muhtaç...