2013-2014 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi, yaklaşık 17 milyon öğrencinin karne ile buluşmasıyla tamamlandı. Bu dönem eğitim çalışanları açısından çözümün öne çıktığı bir dönem olmuştur.

Bürokraside en büyük insan kıyımının yapıldığı 28 Şubat döneminin açtığı yaraların sarılması noktasında geçmişte de olumlu adımlar atılmıştı fakat bu dönem içerisinde Milli Eğitim’de mağdurların hakları önemli oranda iade edilmiştir.

Ülkemizde kadınların eğitim ve çalışma hayatının önüne konulan en büyük bariyer olan başörtülü kadınlara devlet eliyle şiddetin sembolü haline dönüşen, kamusal alan yalanının arkasına gizlenmiş faşizan uygulama artık tarih olmuştur. Eğitim-Bir-Sen başta olmak üzere, Memur-Sen ailesi olarak yaptığımız çeşitli eylem ve etkinliklerden sonra 12 milyon 300 bin imza ile hükümetin kapısını çalmamız ve akabinde 8 ay süren sivil itaatsizlik eylemimiz tarihi yasağı 8 Ekim 2013 itibarıyla tarih yapmıştır.

Din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engellerden biri olan kamu kurum ve kuruluşlarında ibadet yerlerinin bulunmaması sorunu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından göz önüne alınmış ve konuya ilişkin imkânlar ölçüsünde ibadet yeri tahsisi konulu yazıyla talimat verilmiştir.

4+4+4 yeni eğitim sistemine geçiş aşamasında süratle atılması gereken adımların zamana yayılması dolayısıyla baş gösteren sorunların başında gelen okul dönüşümlerinin yeni eğitim sistemine uygun olarak yapılamaması sorunu çözüme kavuşturulmuştur.

Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik yayınlanmış ve uzun yıllar yapılmayan şube müdürlüğüne yükselme sınavları yapılmıştır. Bu sınavın yapılmasını, eğitim çalışanlarının kariyer yükselmelerinde olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz.

Bakanlığın öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değişikliği mağduriyetlerini minimize etmek için attığı adımlar, eğitim çalışanlarınca takdir edilmekle birlikte il içi ve il dışı özür durumuna bağlı atamaları henüz gerçekleşmeyen öğretmenlerin de mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.

Aralık 2013’te öğretmenlere alan değişikliği yapılma imkânı verilmiştir. Alan değişikliğiyle bazı sınıf öğretmenlerinin alanları itibarı ile atanabilecekleri alanlara geçmelerine imkân tanınmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı, son 10 yılda LGS, OKS, SBS gibi sistem değişiklikleriyle ortaöğretime geçiş sistemi konusundaki arayışına “Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş” sistemi ile bir yenisini eklemiştir. Merkezi sınavların sayısının artırılarak öne çıkarıldığı yeni sistemin eğitimde yapılan son sistem değişikliği olmasını diliyoruz.

İktidar ve muhalefet partilerinin parti programlarında yer alan dershanelerin özel okula dönüştürülmesi ve velinin iki ayrı masraf yapmasının önüne geçilmesi hedefi, çeşitli tartışmalarla birlikte hayata geçirilmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, dershane sektöründe çalışan, hizmet üreten insanların mağdur edilmediği çözümler üretilmesini, teşviklerle yeni kapılar açılması düşüncesini, veliye ikinci yük getirmeyeceği için olumlu buluyor ve sektör temsilcilerinin taleplerinin de müzakere edildiği ortak çözümlerle sağlıklı bir dönüşümün yapılmasını arzuluyoruz.

Öğretmenlerin ve bakanlık personelinin özlük hakları ile ilgili soru sorunlarını iletebileceği 444 9 446 numaralı özel danışma hattı kurulmuştur. İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan ‘hat’a özlük hakları ile ilgili sorular sorulabilmektedir. 6 Ocak 2014’te uygulamaya geçen hattı önemli bir adım olarak buluyor, bunun ihtiyaca cevap verecek şekilde güçlendirilmesini bekliyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ikinci dönemde en fazla yoğunlaşması gereken konuların başında, yılan hikâyesine dönen ‘öğretmenlerin kariyer basamakları’ gelmelidir. 2004 yılında yasal düzenleme yapılan ve sınavlar sonucunda 2006 yılında ilk defa uzman öğretmenlik unvanı verilen kariyer basamakları uygulamasında, Anayasa Mahkemesi kararı sonrası Bakanlığın gerekli adımları ivedilikle atmaması üzerine eşitler arasında bir eşitsizlik oluşmuştur.

Ek ders esaslarında mağduriyetlere sebebiyet veren hükümler halen değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esasları sekiz yıla yakın bir süredir uygulanmaktadır, ancak değiştiği günden beri bazı dengesizlikler ve adaletsizlikler devam etmektedir.

1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan kamu personeline yönelik kılık ve kıyafet yönetmeliği bir an önce değiştirilmelidir. Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, pantolonunun kumaşı, kazağının yakası gibi birçok gereksiz ve gülünç ayrıntıları içeren ucube yönetmelik tarihteki kirli yerini almalıdır.

Okullarda disiplin namına bir şey bırakmayan, öğrencilerin ve bazı velilerin maksatlı şikâyetleriyle eğitimcilerin azim ve şevkini kıran, okul yönetimlerini gereksiz meşguliyetlerin içerisine sokup eğitimin kalitesine odaklanmalarına engel olan Alo 147 Hattı kapatılmalıdır.

Okullara Öğrenci Başına Bütçe Aktarılmalı ve Eğitimde Tahsildarlık Dönemi Bitirilmelidir.

Norm Kadro Yönetmeliği Bir An Önce Yayınlanmalıdır.

Öğretmen Dışı Personelin Görev Tanımlarının Yapılması, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Haklarının Tanınması Gerekmektedir.

Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Gerekli Değişiklikler Yapılmalıdır.

Karma Eğitim Mecburiyetine Son Verilmelidir.

Öğrencilerin Kılık ve Kıyafet Yönetmeliğindeki Sınırlama Kaldırılmalıdır.

Yönetici Kadrolarına Atanmada Müktesep Hak Olan “Yeniden Atama” Hakkı Geri Getirilmelidir.

Müfredat ve Ders Kitapları Baştan Sona Yeniden Gözden Geçirilmelidir.

Çözüm odaklı yeni anlayışın ikinci dönemde artarak sürmesini bekliyoruz. Sayın Bakanımızın deyimiyle ‘’Bizim de kırık notlarımız olabilir. İkinci dönem düzeltilecektir’’ ifadesinin gerçekleşmesini umuyoruz.