Üniversitede felsefe dersinde büyük filozof Sokrates’i, Prof. Mehmet AKGÜN hocamızdan dinlerken hocamız, Sokrates’in “Ben toplumu rahatsız eden bir at sineğiyim” cümlesi üzerinden başlatmıştı dersi. Öğrenciliğimizin ilk yılı ve oldukça şaşırmıştık, at sineği ve felsefe? Gerçekten de kişi, bilmediğinin düşmanıymış, bildikçe sevdik, sevdikçe saygı duyduk “Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur” diyen filozofların filozofu Sokrates’e.

Sokrates bundan yaklaşık 2500 yıl önce Antik Yunan’da yaşayan ve Atina sokaklarında çıplak ayakları ve ince elbiseleri ile dolaşarak insanların bilgeliklerini sorguya çekerek ünlenmiş bir filozoftu. Bugün bir çoğumuzum ismine aşina olduğu bu filozofun başına gelenler de kendisinin ününe ün katmıştı. Sokrates’in ölümü “erdemli yaşam” meselesi üzerinden ahlak felsefesi, suçsuz olmasına rağmen kendini idamla cezalandıran devletine olan saygısı üzerinden de siyaset felsefesi açısından oldukça önemli bir olaydır.

Adalet, eşitlik, özgürlük, çoğunlukçu yönetim gibi kavramları içeren demokrasiyi günümüzde çok tartışır olduk. Bu sebeple Atina demokrasisinde yaşanan bir ölümü tekrar hatırlamanın anlamlı olacağını düşünüyorum. Bu yazıda Platon’un hocasının mahkemede kendini savunmasını ve idam edilmesini konu edinen ‘’Sokrates’in Savunması’’  adını taşıyan kitabından kısaca söz edeceğim.

Sokrates, yazının başında da belirttiğim gibi Atina sokaklarında insanları bilgelikleriyle ilgili sorguya çekiyordu. ‘Bildiğim tek bir şey var oda hiçbir şey bilmediğimdir, hiçbir insan bilerek kötülük yapmaz, kötülüğün nedeni cahilliktir’ diyerek; doğuştan getirdiğimiz iyilik, dürüstlük gibi erdemleri unuttuğumuzdan dolayı kötülük peşinde koştuğumuzdan söz ediyordu. O halde bizlere düşen görev, insanlara yeni bir şeyler öğretmek değil, doğumla birlikte getirdikleri bilgileri hatırlatmaktır diyordu. İnsanların bilgisizliğini ortaya çıkarma işine gençler de ortak olunca bundan rahatsız olan düşmanları onu, gençleri yoldan çıkarmak ve tanrılara karşı gelme suçlarından mahkemeye verdiler.

 Sokrates’in davası önemliydi çünkü kamu davasından yargılanıyordu. İddia edilen suç, devlete karşı işlenmiş bir suç olması bakımından önem teşkil ediyordu. Bu suçlama ile Sokrates’i hem hukuken yargılamak hem de onun toplumdaki itibarını zedelemek isteniyordu. Bu suçlamalarla 500 kişilik bir mahkeme önünde yargılanmıştır ve suçlu bulunarak idamına karar verilmiştir.

Zindana atılan Sokrates 30 gün sonra idam edilecektir. Eşi ve öğrencileri ziyaretine gelirler, öğrencileri ona zindandan kaçırma teklifinde bulunurlar, kabul etmez bu teklifi, ‘bir insan en zor şartlar altında bile en ahlaklı olmayı başarmalı, anasına babasına itaat ettiği gibi devletine de itaat etmeli’ der. Eşi, Sokrates’in bu cevabına karşılık, ‘iyi ama seni haksız yere öldürecekler’ der, Sokrates te ‘haklı yere öldürseler daha mı iyi olacaktı’ diye cevap verir. Sokrates dostlarının yaptığı kaçma teklifini reddeder ve bir odada dostlarınla vedalaşıp baldıran zehrini içerek bu dünyaya veda eder.

Sokrates bizlere, en zor koşullarda bile ahlaklı ve tutarlı bir yaşamın mümkün olabileceğini göstermiştir. Sokrates’in Savunması biz vatandaşlar ve siyasetçiler için ders alabileceğimiz bir kitaptır.

“Tarih, muazzam bir erken uyarma sistemidir.” (Norman Cousins) Hatalarınızdan ders almadıkça aynı hatayı yapmaya devam edersiniz. Bu hakikat insan için geçerli olduğu kadar insanlık için de geçerlidir. Çağımızın sosyal siyasi problemlerin geçmişte de benzer niteliklerde yaşandığını görürsünüz. “Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor” (2.Abdulhamid)

“Sokrates’in Savunması” 3 tane simit parası, 200 sayfa okurken sıkılmazsınız, kitabı Sokrates’in idamında yanında bulunan öğrencisi Platon yazmış. Dikkatli bir şekilde altı çizilerek okunması gereken bir kitap.

Kitaptan kısa birkaç alıntı; Sokrates “Ben Tanrı tarafından bu devlete gönderilmiş bir at sineğiyim. Ve bu devlet, koca cüssesi nedeniyle yavaş hareket edebilen ve canlanması gereken bir attır. Ben de Tanrı’nın bu devlete musallat ettiği bir at sineği gibi bütün gün boyunca her yerde sizi uyandırıyorum, hareketlendiriyorum, azarlıyorum ve ikna ediyorum. Ve eğer Tanrı sizi düşünerek bir at sineği daha göndermezse, hayatınızın geri kalanını uyuyarak geçirirsiniz.”

Sokrates “Onlar beni öldürebilir, sürgüne gönderebilir ya da yurttaşlık haklarımı elimden alabilirler. Bunları yaparak başıma büyük belalar açtıklarını sanabilirler, ama ben öyle düşünmüyorum. Bence asıl kötü olan, şimdi yaptıkları gibi, bir adamı haksız yere öldürmeye çalışmalarıdır. Atinalılar, işte bu yüzden herhangi birinin düşüneceği gibi savunmamı kendim için yapmıyorum. Beni mahkum ederek, Tanrı’nın size bahşettiklerine karşı bir günah işlememeniz için savunmamı sizin adınıza yapıyorum. Beni öldürürseniz kendini kentimize böylesine adamış başka birini kolay kolay bulamayacaksınız.”

Kalın sağlıcakla.