“Rezistans”, dünyadaki gelmiş geçmiş tüm direniş gerçeklerini adım adım şiirleştirmiş olması ile gündemimizin ilgisini çeken bir şiir kitabı. Şimdiye dek yazdığı eserlerinde direnişçi bağımsızlık ülküsünü sürekli vurgulamış olan Gazeteci-Yazar-Şair Yaşar Aksoy; direnişçi, kalpaksız kuvvacı, tam bağımsızlık ülküsüne inanmış özgün bir kişiliğe sahip.

Yazarlık yaşamında bir sevdanın peşi sıra koşturmuş, dizeler dökmüş, satırlara hayat vermiş. Hasan Tahsin’den başlayarak tüm halk direnişçilerinin yaşamlarının araştırılmasına bir ömür harcamış olan Yaşar Aksoy’un “Rezistans” şiir kitabı, direnişin tarihsel ve evrensel arka planını ilginç bir belgeselci gözüyle bize sundu. Kitabın girişinde “Direniş Yüzyılları” başlığıyla verilen bölümde Yaşar Aksoy dünya direnişlerinde kısa ama kalıcı bir geziye çıkartıyor okuyucuyu.

Direniş Yüzyılı, 1900 yılında Çin’de başlıyor. Avrupalı-Amerikalı emperyalistlere karşı ayaklanan yurtseverlerle başlıyor gezi. Meksika’da Zapata, Anadolu’da Hasan Tahsin, Mustafa Kemal önderliğinde halkla birlikte, Fransa’da gizli direniş örgütü Rezistans’ın bodrumlarında Nazilere saldıracak evlatların tüfeklerini temizliyor. İçsel, içten bir empatiyle Küba’dan Vietnam’a tüm direnişçileri kucaklıyor.

Hindistan’da Gandi’nin kiliminin dibinde çökmüş, Yugoslavya’da Kahraman Tito’nun partizanlarının sırtını sıvazlıyor, Yunanistan’da Faşizme karşı direnen Elas’ın destanını izliyor, Filistin’de El-Fetih’le birlikte, Şili’de Allende’nin gözyaşları oluyor.  Çeçenistan’da Rus zulmüne karşı ayaklanan Çeçen evlatlarının yardımına koşuyor. Cezayir’de Fransız emperyalizmini Afrika’dan kovmak için kanını döküyor. Çekoslovakya’da Dupçek’in güler yüzlü sosyalizmini yok etmek için ülkeyi ezip geçen Sovyet tankların önünde göğüslerini açan üniversitelilere su dağıtıyor.

Yaşar Aksoy’un düşsel yolculuğu tüm direnen ulusların yanında yer alarak, onlarla birlikte sürüyor. Düşsel gezide Castro, Che Guevera, Nelson Mandela, Dudayev unutulmamış. Giriş yazısını şöyle noktalamış Yaşar Aksoy; “Zaman, rezistans zamanıdır…”

Yaşar Aksoy, kitabını Şükran Kurdakul, Hıfzı Topuz, Deniz Kavukçuoğlu, Mustafa Balbay, Yılmaz Özdil’e ithaf etmiş. Şiir kitabında kimler yok ki; Sultan Galiyev, Hasan Tahsin, Mustafa Kemal, Uğur Mumcu,  Ahmet Taner Kışlalı, Teğmen Ali Rıza, 68’liler, 90’lılar, Silivri. Hepsi de direnişin simgeleridir.

Kitaba adını veren Rezistans şiiri; “40 milyon susar bazen/ 40 kişi direnir” dizeleriyle başlar. Fransa’nın verdiği mücadele, ülkemizdeki bağımsızlık savaşımızla özdeşleştirilir: “Anlattığım ülke 1940’larda Fransa/ fark eder mi Antep, Maraş, Urfa/ Zincirlerini kır Asya, Afrika, Amerika”

Aslan Yürekli Cüce şiirinde; cüce Ali Şamil’in Kurtuluş Savaşı’mızdaki başarılarla dolu yaşamında İstiklal Madalyası’na kavuşarak devleşmesi anlatılır. Lili Marlen şiiri, şairin ikinci dünya savaşı direnişçilerine platonik sevdasını anlatır. Kadınların olmadığı yerde direniş gerçekleşir mi? Kadın direnişçiler anılır da Filistinli Zehra unutulur mu hiç?

Yaşar Aksoy şiirlerini çok yalın dille yazmış. Dizelerinde 2. Yenici’lerin etkileri yok değil. İçten, konuşur gibi söylenmiş şiirler. Şiirlerinde üstü kapalı anlatımı seçmemiş. Söyleyeceğini açık açık söylemiş. Bir takım imgelerle okuyucuya kırk dereden su getirtmemiş. Geçmişten günümüze unuttuğumuz birçok tarihsel olay, direniş, kahraman, direniş yolunda canını verenler dizelerin aralarında okuyucuya gülümsüyor. Şiirleri okuduğunda, demek ki bunlar yaşanmıştı, demeden edemiyor insan…

Editörün Notu: 1947 İzmir doğumlu olan Yaşar Aksoy; Karşıyaka Lisesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ege Üniversitesi mezunudur. Kamu kurumlarında kimya ve yüksek endüstri mühendisi olarak çalışmış, köşe yazarlığı yapmış, İzmir Halkevi ve Hasan Tahsin Derneği başkanlıklarında bulunmuştur. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Devrim Tarihi öğretim görevlisidir. 2021 yılı Ağustos ayında, Karşıyaka Belediyesi tarafından Bahçelievler Mahallesi’nde oluşturulan kitaplığa onun adı verilmiştir.