18-24 Şubat 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen Çanakkale 1. Kitap Günlerine dair izlenimler.

Çanakkale Belediyesi ve Bursa Genç Dağıtım işbirliğiyle Çanakkale 1. Kitap Günleri 18-24 Şubat 2013 günleri arasında gerçekleşti.

Çanakkaleli şair ve yazar, televizyoncu Gülçin Akan’ın büyük özverisiyle gerçekleşen kitap günleri büyük ilgi görüyor. Çanakkale Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kitap günlerine özellikle öğrenciler, eğitimciler ve kitapseverler ilgi gösteriyor. İmza ve söyleşi günlerine Gülçin Akan, Necdet Tabak, Serdar Akkoç, Mustafa Berçin, Ömer Köroğlu, Mehmet Erdoğan, Savaş Ünlü ve İncila Çalışkan katıldılar.

Kitap günlerinin mimarı şair Gülçin Akan, ilgi karşısında sevindiklerini belirterek; “Çanakkale gibi bir kentin bu oluşuma ihtiyacı vardı. Özellikle belediyemize çok teşekkür ediyorum. Kültür merkezinin kapılarını bize açması tüm Çanakkale halkını mutlu etmiştir. Etkinliğimize sadece Çanakkale değil, çevre ilçelerimizden gelenlerin olması sevindirici bir şey. Kentimize gelerek bizleri zenginleştiren yazarlarımıza, şairlerimize çok teşekkür ediyorum. Kitap günleri gelecek için de bizlere büyük umutlar verdi” dedi.  

İstenirse her ilde, ilçede, kasabada bile bu gibi etkinlikler yapılabilir. Çok da ilgi göreceği bir gerçek. Yıllardır bu işin içindeyiz, her gittiğimiz yerde aynı ilgi, içtenlik, sevecenlik karşıladı bizleri. Özellikle çocuklar tanımsız bir mutluluğa bürünüyorlardı. Ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Sevinç yüreklerinin doruklarında bir kartaldı. Bizlerle fotoğraf çektirenler, yazdığı şiirleri bize verenler, cebindeki çerezi uzatanları unutmuyoruz.

Okuduğu kitabın yazarıyla karşılaşmaktan duydukları sevinci anlatacak bir şey bulamıyorlardı. Yazarı nasıl düşlüyorlarsa, nasıl düşünüyorlarsa bizleri gördüklerinde yaşadıkları şaşkınlık bu yüzden olsa gerek. Çoğu da aynı bizim gibiymiş, derken ben de yapabilirim, başarabilirim, demek istediğini bu biçimde anlatma gereğini duyuyordu. Ülkemizin neresi olursa olsun, durum değişmiyordu. İzmir’de, İstanbul’da yaşayıp da denizi görmeyenler olduğu gibi yazarı, şairi görmeyenler de çoğunluktaydı.

Çanakkale’de de buna benzer olaylar yaşamadık değil. Bir sınıfla söyleşi yapacaktım. Çocukların yanına gittiğimde çoğu şaşırıp “Aaaaa!” demişti. Öğretmenleri de işte yazar amcanız, deyince şaşkınlıkları daha bir artmıştı. Dünya tatlısı çocuklarla konuşup, gülüşüp, paylaşıp, hatta dertleşip güzel bir zaman dilimi geçirmiştik. Daha sonra minik bir kız yanıma gelip ben de yazar olabilir miyim, diye sorunca, elbette olursun, benden de daha iyisini olursun, deyince havalara uçmuştu.  

Bir çocuğun, bin çocuğun gönlünü kazanmak, onlara model olmaktan daha verimli bir şey düşünemiyorum.  Kitap buluşmaları, kitap günleri bu açıdan çok verimli bence. Okumaya ilgiyi artırıyor. Çocukların içindeki yazma, yaratma isteğini kamçılıyor. Kitap okumanın ne kadar önemli işe yaradığını daha iyi kavrıyorlardı.

Biz yazarların bu işlerden bir kazancı yok, bunu en iyi bilenler etkinliği düzenleyenler, kitaplarımızın çıktığı yayınevleri. Çoğu zaman yol paramızı verip gidiyoruz. Yemek, içmek onu da pek sormazlar. Bir çocuğa kitabı, okumayı sevdirmenin güzelliği inanın dünyalara değişilmez. Yeter ki kitap günleri düzenlensin, bizler koşarak gideriz. Yarının, geleceğin insanları başka nasıl yetiştirilir ki…