Akşehir bir kültür kentidir. Kültür  yüzyılların birikimi ile meydana gelir. Ancak günümüz toplumlarında hoyratça bir tüketim vardır. Bu tüketime dur diyecek ve kültürün gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak kurumlara ihtiyaç vardır. İnanıyorum ki bunlardan birisi de Akşehir Akademisi olacaktır.

            Yazılarımı yakından takip edenler yazılarımda öznenin Akşehir olduğunu bilirler. Akşehir için bir şeyler yapmaya niyet edenler, yapanlar ve geçmişte yapmış olanların her zaman başımın üstünde yeri vardır. Zengin Akşehir kültürüne ve tarihine katkı koyanlar değerli olmayı her zaman hak ederler. Çünkü kültürü savaşlar bile yok edemez. Şöyle ki 1145 ve 1197 tarihlerinde yapılan Haçlı Seferleri sırasında istilaya uğrayan Akşehir'de taş taş üstünde kalmamıştı. Selçuklu  zamanında Türkler, Akşehir'i yeniden kurmuşlardı. Yapılan yeni binalara yıkıntılardaki taşları yerleştirmişlerdi. Bir zamanları merak edip bu duvarlardaki süslemeli taşların peşine düşmüş ve yaklaşık 30 ayrı desenli taş tespit etmiştim. Bu savaş ve yıkımların bir kültürü yok edemeyeceğinin göstergesidir.

            Kültür için en büyük tehlike unutulmak ve farkına varamamaktır.  Hergün Kileci Mescidi'nin önünden geçerken çeşmedeki bir kayaya Bizans zamanında oyulmuş bir kadın ve erkek figürinın farkına varamıyorsan ve o senin için bir şey ifade etmiyorsa veya  Selçuklu zamanında Mescid kapısına işlenmiş çift başlı kartalın nerede olduğunu unutmuşsan kültür erozyonuna uğruyorsun demektir.

            Akşehir için bir şeyler yapabilmek ve kültür erozyonunu önleyebilmek için kültürü çağdaş yöntem ve tekniklerle başta çocuklara ve gençlere olmak üzere herkese aktarmayı hedef koyan Akşehir Akademisi kuruluyor.

            Kuruculuğunu Akşehir'in köklü ailelerinden Köksal ailesi yapıyor. Kurucu liderliğini ise Akşehir'in eski belediye başkanlarından ve tanınmış doktorlarından Dr. Nuri KÖKSAL üstlendi.

            Bir kaç hafta önce sınırlı bir zamanda yolum Akşehir'e düştü. Kıymetli bir büyüğüm ve arkadaşım, Akşehir için önemli bir değer olan Akşehir Müze Müdürü Ömer Faruk TÜRKAN'ı makamında ziyaret ettim. Söz dönüp dolaşıp Akşehir Akademisi Vakfı'na geldi. Daha detaylı bilgi almak için doktorumuz Dr.Nuri KÖKSAL Bey'i aradık. Nitekim kendisi ile Müze Müdürümüzün makam odasında buluştuk. Akşehir ve Akşehir Kültürü üzerine uzun bir sohbet gerçekleştirdik.

            Dr. Nuri KÖKSAL Bey, Müze Müdürümüze ve bizlere Akşehir Akademisi Vakfı hakkında saatlerce bilgi verdi. Çok heyecanlı ve kararlı idi.  Yanında pek çok belge ve kitap getirmişti. Hepsi Akşehir tarihi ve  kültürü kokuyordu. Projesi ayakları yere basan bir proje idi. Israrla kendisi için değil, Akşehir ve onun kültürü için uğraş verdiğini söyledi. Bu işten hiç bir şahsi beklentisinin olmadığını belirtti.

            Akşehir Akademisinin bir vakıf olarak kurulacağını, Akşehir'e özgün kültürel değerlerin yazılı, sözlü ve görsel ürünlerin derleyip bir merkezde toplayarak özellikle çocuklar ve gençler başta olmak üzere herkese çağdaş yöntem ve sunumlarla "Akşehir Belleği" oluşturmayı hedefleyen bir kültür hareketi olduğunu belirtti.

            Kuruculuklarını Dr. Nuri KÖKSAL'ın yaptığı Akşehir Evi ve AKSEV gibi kurumlara tüm Akşehirlilerin sahip çıkmasıyla Akşehir'e yararlı hizmetler sunan vazgeçilmez kurumlar haline geldiler. İnanıyorum ki Akşehir Akademisi Vakfı da Akşehirlilerin destekleri ile Akşehir'in parlayan bir yıldızı olacaktır.