Bir ikindi vakti. Akşehir'deyim. Vakıf hamamımızın önünde bir dostla sohbet etmekteyim. Sırtı çantalı, saç ve sakal traşı geçikmiş, yorgun yüzlü bir genç yaklaştı. Çantasını açtı. "Ucuz kullanışlı sağlamdır alet edavat..." Sesi yakından tanıdığım Urfa şivesi. Sordum "Urfalıyım" dedi. Yorgun bezgin yüzünde ki gözlere bir ışık hemen geldi gitti. On kişi kadar varlarmış, tarım işçisi olarak gelmişler, Karamanda (!) / karavanda kalıyorlarmış. Akşehir'de memur veya belki esnaf veya gezmeye gelenlerin dışında ilk gördüğüm Urfalı idi. Çukurova'dan sonra Ege, Karadeniz Bölgesi ve belki de her yerde Şanlıurfalı tarımda işçi olarak iş arıyor. Hayret! Neden? Çünkü Urfa Toprak ve Tarım Reformu Kanunu'nun ilk uygulama bölgesi!

                İlk Müsteşar Prof. Dr. Saim Kendir. Her zaman sevgi ve saygı duyduğum bir güzel insan. Uygulamanın ilk günleri. 70'li yılların ilk yarısı. Toprak Reformu Bölge Başkanlığı toplantı salonu. Müsteşar soruyor "Toprak Reformunun başarısını nasıl ölçebiliriz?" Benim de bulunduğum uzmanlardan kitabî cevaplar alıyor. Ve diyor ki "Birecik köprüsünün başına dururum. Çukurova'ya işçi taşıyan vasıtaları sayarım. Bunların sayısı - yılda - giderek azalıyorsa başarıyoruz demektir." Yani bu şu demektir. Urfa'nın topraksızı, işsizi, güçsüzü, bölgesinde topraklı çiftçi olmuş işi aşı olmuş, geçinip gidiyor demektir.

                Şanlıurfalı genç Akşehir'de beni buldu. Ve düşündürüyor! 40 yıl önce tarım reformu içinde topraklandırılacağına söz verilenler hâlâ ırgat/maraba. Üstelik gurbetçi. Üstelik her yerde Ta Urfa'dan Akşehir'in yolunu tutmuş. Yorgun ve bezgin. Kimi de dağın eteğini tutmuş. Tırmanmış! Umutsuz! Umarsız!.. 23.03.2015