Acemi çırpınışlarla, iki kapı bir hana,
Kundağımdan sıçrayıp, bağ bozumu zamana,
Ayağımın tozuyla, şu acayip devrana,

Doğdum da: Bir adımı güle verdim ben .

Bahara kavuşmuş derelerin çağlayışından ,
Dalın tomurcuğa duruşundan,
Güneşin kavruk vuruşundan,

Aldım da: Bir adımı güle verdim ben.

Mor sümbüllü bahçelerden,
Dağ kokulu kekiklerden,
Başağa durmuş ekinlerden ,

Derdim de: Bir adımı güle verdim ben.

Sıyrılıp yeminlerden, yalanlardan ,
Köşe başlarındaki kahinlerden,
Viranlardan, şu karanlık zindanlardan,

Kaçtım da: Bir adımı güle verdim ben.

Kıtlıktaki ağlayan ekmeğimden ,
Yokluktaki sızlayan katığımdan ,
Yolluktaki son kalan azığımdan,

Böldüm de: Bir adımı güle verdim ben.

Tırnak ucumdan damlayan muradımdan ,
Gülüşümde yoğurduğum gözyaşımdan ,
Yüreğimin suyundan, toprağından, taşından,

Kattım da: Bir adımı güle verdim ben .

Sokaklarda hüzne durmuş kandillerden,
Ağıt diye tellere yazılmış hasretlerden ,
Acı suyun bağrında asılı duran türkülerden,

Yaktım da: Bir adımı güle verdim ben .

Geceye durmuş yıldızlar, sökülürken yazgısından ,
Ateşe atılmış gül, kanıyorken sızısından ,
Emanet bir ses ayrılırken tınısından ,

Öldüm de: Bir adımı güle verdim ben.

Bir adımı güle verdim ben…