1994-99 yılları arasında belediye meclis üyesiyken, şu an devlet hastanesi yapılmış olan yerin, mezar yeri olması şartıyla Doğrugözlü bir kaç aile tarafından bağışlandığını biliyorum.

Yapılan Jeolojik incelemeler sonrasında, mezar yeri olmasına izin çıkmamıştı. Mezar yeri dahi yapılamayacak yere, hastane yapılması üzerine, bağışçıların dava açtıklarını biliyoruz.

Zeminin gevşekliğinden dolayı, 950 civarındaki beton kazık üzerine hastanenin yapılması, inşaat maliyetini çok artırmıştı.

Şehre en uzak noktada, tarım arazilerinin ortasında ve bölgenin aşırı rüzgarlı olmasından mütevellit dış cephenin devamlı hasar gördüğünü, zeminin rutubetli olmasından dolayı da çalışan personelin rahatsız olduğunu ve makinelerin de sık sık arıza yaptığını duyuyoruz.

Akşehir Devlet Hastanesi’nin yapıldığı yeri en çok eleştirenlerden olmama rağmen, hastane binası yapıldı ve yıkacak halimiz de yok.

Bu bölgeyi tercih edenler, eğer şahsi menfaat hesabı yapmışlarsa, vatandaş olarak onları Allah’a havale ediyoruz.

Bölge hastanesi hüviyeti kazandırılan hastanemizin yolları da şanına yakışır duble yol ve etrafı ağaçlandırılmış, ışıklandırılmış bir şekilde olmalıydı.

Bölge milletvekilinin katkılarıyla, hastane kapasitesinin artırılması için ilave binaların yapılacağı şu günlerde, ulaşım hala tam olarak çözülemedi. Aracı olmayan ve yürümek zorunda kalanların en azından, karanlıkta sekerek değil, insani bir huzurla erişimleri sağlanmalı.

Şehir merkezindeki yolların hali ortada iken, Belediye Başkanından çok şey mi istemiş oluruz!

Ak Parti iktidarının haklı olarak en çok övündüğü hizmetlerin başında sağlık olmasına rağmen, bu kurumun yollarını yıllar geçtiği halde yapamayan da yine aynı partinin belediyesi ve eleştirmek de bize düştü.

Sağlıkta devrim gibi her türlü hizmetin verildiği hastaneler yapacaksınız ama kendi partinizden seçilmiş olan belediye başkanı, buraya uygun yol dahi yapamayacak.

Bir buçuk yıldır yaşam tarzımızı değiştiren korona illetinden kurtulmak için yapılacak olan aşı radarına nihayet biz de girdik. Perşembe günü saat 23:00’da e-Nabız uygulamasından girerek; Cuma günü saat 17:30’da kendime, 17:45’de eşime, devlet hastanesinden randevu aldım. On sekiz buçuk saat sonrasına randevu verilmesi, sistemin ne kadar hızlı olduğunu gösteriyordu.  

Ancak randevu saatinde gittiğimizde, aynı saat itibariyle birden fazla randevu verildiğine şahit oldum. Poliklinik önünde bir yığılma vardı ve form doldurmamız gerektiği söylenmesine rağmen, ortada form yoktu.

Bu tür eksikliklerin de giderileceğini ümit ediyorum. Aşımızı olduk ve hiç bir yan etkisi de olmadı.