Merhaba:

Kolay değil yeniden başlamak. Kendimi binlerce kişinin izlediği sahnede yeni sahneye çıkmış tıfıl bir sanatçı gibi hissediyorum.

Aslında bu çok iyi; Heyecanı kaybetmemek, daha aydınlık yarınları umut içinde beklemek…

………………….

Bu işlere milattan önce! Yarım asırdan fazla bir dönemde başladım. Özellikle yeni nesillerin tanımadığını, eskilerin bile zamanın eritip kül ettiği yıllar içinde beni unuttuklarını düşünüyorum.

….. Yazılarıma, ortaokul yıllarında “Dolunay” adını verip editörlüğünü de yaptığım bir duvar gazetesinde başladım. Arkamda yaşamıma şekil veren büyük bir adam, Türkçe öğretmenim Nazmi Şener vardı. Orada diğer öğrenciler arı kümesi gibi birikir gazetemi okurdu.

Arkadan bu öğretmenimin kardeşi Ahmet Şener abimizin “PERVASIZ” gazetesi yuvam oldu.

Bölgesel yerel basın liderinin sayfalarında yüzlerce yazım çıktı. Sonra bir kitabım.

Özel yaşamımda bir süre, 9 yıl kadar öğretmenlik yaptım. Reklam işleri, hediyelik eşya üretimi, 1971-1994 yılları arasında temsili Nasreddin Hoca’lık. Resim, şiir, tiyatro, uluslararası ödüllere ulaşan karikatür işleri… Kucağında çok sayıda karpuz taşıyan herkes gibi çoğunu yere düşürdüm. Eve sağlam bir tanesi bile gitmedi!.. (Biraz yalan oldu, çoğu gitti tabi)

Şimdi bunları yazdım diye beni aranıza yeni katılan çok deneyimli bilge kişi gibi görmeyin. Beklentilerinizi yüksek tutmayın. Ciddiye almayın yani. Şu an çok dikkatliyim ama aklıma geleni yazarım, çoğu kez dilimin freni tutmaz nereye çarpacağım hiç belli olmaz!

Kimseye akıl vermek, yol göstermek tövbe haşa! Benim işim değildir.

Şimdi yukarıda beni izleyen büyüklerimin; rahmetli Ahmet Şener, Nihat Ak, Musa Küçükakça abilerimin gölgesi altındayım. Ciddi konularda başrolde Ümit Aykut Şener var artık. Yazdı mı oturtur, ortamı toz duman içinde bırakır.

Bana da kuştüyü minderde oturmak kalır.

Yani dostlar ben buradan size mektup yazacağım. Siz de bana dönerseniz dertleşiriz. Amacım “bağcıyı dövmek” değil 3-5 tane üzüm yemektir. Okumaz, katılmazsanız vallahi boğazımda kalır…

Yine de uyarmalıyım:

Şu yukarıda salladığım parmak var ya! Onun pek aklı yoktur. Bazen birilerinin münasebetsiz bir yerine mesela gözüne girebilir. Sağlam bir gözlük takmanızı öneriyorum.