Menemen Seyrek İlk ve Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Işıl Şenol, Dünya Çocuk Kitapları Haftası nedeniyle okulundaki tüm öğrencilere birer kitap armağan etti. Okul idaresi, öğretmen arkadaşları, öğrenciler tarafından sevinçle karşılanan kitap dağıtımı yankı yarattı.

Öğrencilere kitap sevgisi, okuma aşkını aşılamak amacıyla yapılan etkinlik sonrası Işıl Öğretmen; “Her ay belli bir miktar parayı öğrencilerime kitap almak için bir kenara koymuştum. Türkçe dersinin bir amacı da okuma, yazma, okuduğunu anlamadır. Geleceğimiz olan okulumuzdaki tüm öğrencilere birer kitap vererek onlara el uzatmak istedim. En büyük dileğim, okuyan bir nesil yetişmesine katkımın olmasıdır. Gücüm yettiğince bunu sürdürmeye çalışacağım. Yaptığım bu davranış başka eğitimci arkadaşlara da model olsun” dedi.

Okul Müdürü Emine Bilgiç okulda yapılan etkinlikle ilgili şunları söyledi:

“Kasım ayının ikinci haftası, çocuk kitapları haftası olarak kutlanır. Öğrendiğimize göre ülkemizde kitap okuma oranı çok düşükmüş. Bu durumu değiştirmek için çocuklarımıza kitap okumayı sevdirmemiz gerekiyor ki okuma alışkanlığı yetişkinlikte de devam etsin. Bu konuda özellikle biz eğitimcilere ciddi sorumluluk düşmektedir.”

Etkinlik sonrası bazı öğrenciler kitaplarını günün anısına Işıl Şenol’a imzalattılar…

Işıl öğretmenle Gümüşpala’da çalıştık. Mesleğe yeni başlamıştı. Danışır, sorardı, iyi niyetli güzel bir insandı. Yeri gelince söylerdim, öğretmenlerin paylaşımcı olması gerektiğini. O da hak verirdi. Tayini daha sonra başka bir ile çıktı. Aradan yıllar geçti. Karşılaştık. Geri gelmişti. Gördüğüme mutlu oldum. Bana; “Öğretmenim, paylaşımcılığı sürdürüyorum, küçük şeylerle öğrencilerimi mutlu etmeye çalışıyorum” dedi. “Çünkü model olarak sizi örnek aldım kendime” deyince mutlu olmuştum. Daha önce çalıştığı yerde de öğrencilerine kitaplar armağan etmiş. Üç beş değil yüzlerce hem de. 

Çalıştığı okulda da karne armağanı vereceğinden söz etti. Öğrencilerine kitap armağan edecekmiş. Okuma sevgisini geliştirmek için bunu yapacakmış. Nasıl mutlu olmuştum…

Anadolu’yu gezeriz kitap fuarlarına gideriz. Okullara davet ederler. Öğretmenlerin tek isteği vardır; okul kütüphanesine kitap bağışlayın. 3-5 değil, yüzlerce isterler. Uygun durumdaysam yollarım. Hiçbirisi düşünmez mi acaba? O Kitapları benim parayla aldığımı. Sanırım kitapların bana ait olduğunu düşünürler. Onlar 5’e alıyorsa ben 4’e alırım yayınevinden. Tek farkımız budur. Bunu bir türlü anlatamam. Sürekli istenir. Üstelik özel okullar bile istemeye başladılar. Özellikle Türkçe öğretmenleri…

Bazı yerlerde söylerim. Her biriniz 100’er lira verseniz, yüzlerce kitap alırsınız. Paylaşımcı olmayanlar duymazlar bu önerimi. Üç kuruş harcamazlar öğrencileri için. Bilmiyorum ya eğitimciliğe yakışmaz bu durum. Öğrencilerim bilirler kendileri için nasıl özveride bulunduğumu.

Işıl Şenol’un gazetedeki haberini okuyunca bunlar geldi aklıma. Bir kez daha, bin kez daha, sonsuz kez daha alkışladım ben de Işıl Öğretmeni.

Sevgili meslektaşlarım; öğretmenlik sınıfa girmek değildir sadece. Yoksunluklara, yoksulluklara karşı paylaşımcılığı da gerektirir. Buna önem verip dikkat ederseniz inanın mesleğimiz daha bir güzelleşir. Sınıfta güller o zaman açar. Sınıfımızı gökkuşağı bir uçtan öteki uca o zaman kaplar. MERHABA IŞIL ÖĞRETMENİM…