Bu durumu Mustafa Kemal, Nutukta ayrıntılı olarak anlatır:

“Efendiler, düşman ordusunun cephe ve yapılanma durumu ile, ona karşı Batı Cephesi'ndeki kuvvetlerimizin esas olarak iki ordu hâlinde kurulup düzenlenmiş olduğunu söylemiştim. Öteden beri tasarlamış olduğumuz hücum planımızın ana çizgilerini de arz edeyim:

Düşündüğümüz, ordularımızın ana kuvvetlerini düşman cephesinin bir kanadında ve mümkün olduğu kadar dış kanadında toplayarak, bir yok etme meydan muharebesi vermekti. Bunun için elverişli bulduğumuz durum, ana kuvvetlerimizi, düşmanın Afyonkarahisar yakınlarında bulunan sağ kanat grubu, güneyinde ve Akarçay ile Dumlupınar hizasına kadar olan alanlarda toplamaktı. Düşmanın en duyarlı ve önemli noktası orasıydı. Çabuk ve kesin sonuç almak, düşmanı bu kanadından vurmakla mümkündü.

Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, bu bakımdan gerektiği gibi bizzat incelemeler yapmışlardı. Hareket ve hücum planımız çok önceden tespit edilmişti.

Konya'ya gelmiş olan General Townshend'in isteği üzerine, kendisiyle görüşmek için, Ankara'dan hareket ederek 23 Temmuz 1922 akşamı Batı Cephesi Karargâhı'nın bulunduğu Akşehir'e gittim. Savaş planı üzerinde görüşürken Genelkurmay Başkanı'nın da katılmasını uygun bulduk. Ben, 24 Temmuzda Konya'ya gittim. 27'sinde tekrar Akşehir'e gelmiştim. 27/28 Temmuz gecesi birlikte yaptığımız görüşme sonunda, tespit edilmiş olan plan gereğince hücuma geçmek üzere, 15 Ağustosa kadar bütün hazırlıkların tamamlanmasına çalışmayı kararlaştırdık.

28 Temmuz 1922 günü öğleden sonra yaptırılan bir futbol maçını seyretmek bahanesiyle ordu komutanları ve bazı kolordu komutanları Akşehir'e çağrıldı. 28/29 Temmuz gecesi genel olarak komutanların hücumla ilgili görüşlerini aldım. 30 Temmuz 1922 günü Genelkurmay Başkanı ve Batı Cephesi Komutanı ile yeniden görüşerek hücumun şeklini ve ayrıntılarını tespit ettik. Ankara'dan çağırdığımız Millî Savunma Bakanı Kazım Paşa da 1 Ağustos 1922 öğleden sonra Akşehir'e geldi. Ordu hazırlığının tamamlanmasında Millî Savunma Bakanlığı'na düşen işler belirlendi.

Ordunun hazırlıklarının tamamlanmasını ve hücumun bir an önce yapılmasını emrettikten sonra tekrar Ankara’ya döndüm. (Nutuk, Atatürk Araştırma Merkezi, 2. bası 2019, sayfa:476-477)”

Zaferin kazanılmasında büyük katkısı olan bu toplantı kurtuluş savaşı ile ilgili yazılan kitapların çoğunda ayrıntılarıyla anlatılmasına rağmen Futbol maçının ayrıntısına pek rastlanmaz. Öyle ki maçın sonucu bile net değildir. Maçı izleyen İsmet İnönü Defterler kitabının 39. Sayfasında: “Öğleden sonra IV. futbolcuları ile kumandanlık oynadılar hiç gol olmadı. Berabere kaldı.”

Akşehir Müze müdürlüğünün odasına girişte sağda bir futbol takımı resim var. Resmin sol köşesinde “ Bu resim Konya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu arşivinden alınmıştır. “

Sağ köşesinde ise “ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk büyük taarruzu başlatmak amacı ile Akşehir’de ordu komutanlarıyla yapılacak toplantının düşman tarafından fark edilmemesi için Akşehir’de bir futbol maçı tertip ettirir. Bu maçta yer alan bir takım futbolcular” yazmaktadır.

Resmin orijinaline ulaşma umuduyla hemen Konya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’nu aradım. Kendilerinde böyle bir resim olmadığını, 15 yıl önce bir resim sergisi açıldığını resimlerin Konya’lı Spor Yazarı Nail Bülbül’ün arşivinden alındığını söyleyerek Nail beyle görüşmemi tavsiye ettiler.

Hemen Nail beyi aradım. Resmi sordum. “Akşehirspor kalecisi irfan Dişçi’nin kendisini arayarak Akşehir kütüphanesinde İbrahim Hakkı Konyalı’nın Akşehir Tarihi kitabında 28 Temmuz 1922 tarihindeki maçta oynayan futbolcuların resminin olduğunu söyledi. 1992 yılında Akşehir’e giderek İrfan Dişçi ile görüşüp resmi gördüm. O maçı seyreden 1910 doğumlu Aşçı Hocanın Necati Erçelebi ile görüştüm. O resmi ve Necati Erçelebi’nin anlattıklarını “Gençlerbirliği'nden Bugüne Konyaspor Kulübü Tarihi” kitabımda yazdım.” dedi.

İbrahim Hakkı Konyalı 1945 yılı basımlı Nasreddin Hocanın Şehir Akşehir Tarihi Turistik Kılavuz adlı kitabının 716 ile 717 sayfasının arasında o resmi kullanmış ve altına “Akşehir’in adı Kurtuluş ve İnkılap tarihine karışan meşhur futbol takımı” yazmış. Yine aynı kitabın 706. Sayfasında sivil giyimli 7 kişinin bulunduğu resmin altına “ İstiklal Savaşı tarihinde adları geçen Akşehirli Futbolculardan bir grup” yazmış.

Aşçı Hocanın Necati Erçelebi, Nail Bülbül’ün kitabının 30. Sayfasında şunları anlatmış:

“Mustafa Kemal Paşa ve yaveri ile komutanlar Cuma namazını Ulu Camide kıldılar. Ben hemen arkalarında idim. Namazdan sonra halkla birlikte Derviş Bey’in evinin arkasında maçın yapılacağı sahaya gittiler. Kale direkleri dikilmişti, fakat fileleri yoktu. Garp Cephesi zabit ve gediklileri ile Akşehirli gençlerin yaptıkları maç 2-2 berabere bitti. Benden 5 yaş büyük olan ağabeyim Kara Mustafa da oynadığı için maçı ben de seyrettim. Sahanın kenarını zabitler, gedikliler, askerler ve meraklı halk çevirmişti. Kaleciler dizlerine bez sarmıştı. Ayaklarına bot, çizme, ya da postal giymiş olan takımın kırmızı, diğer takımın beyaz formalı oyuncuları şeref tribününün önüne sıralanarak komutanları selamladılar”

Söz konusu kitabın 29. Sayfasında resimdeki futbolcuların bazılarının isimleri yazılmış.

İstiklâl Savaşı sırasında 28 Temmuz 1922 Cuma günü Garp Cephesi Karargâhı zabit ve gediklileri ile İstasyon yolunda Derviş Bey'in konağının yanındaki arsada futbol maçı yapan Akşehirli gençler. (Solda ayakta) Eczacı Celal Zadil ve Abdullah Çavuşoğlu. (Önde soldan) 1-Saraç Kemal Gürkaynak, 3-Mehmet Bakırel, 4-Muallim Topal Ata, 5-Karakıyma'nın tapucu Abdullah, 8-Avukat Sadri Çakıroğlu.

**

Aziz Perkün Yayınlanmayan Hatıralarım kitabında “1926 yılında; Diş tabibi Muhittin, Eczacı Celâl, dişçi Mehmet, Saraç Kemâl gibi genç arkadaşlarla da (Akşehir İdman Yurdu)nu kurduk. Bu yurd çok ilgi gördü ve çok da başarılı oldu idi. Sonradan Avukat Nazım ve Avukat Sadri Beyler (Gençler Birliği) adı ile başkaları da (Sanatkarlar İdman Yurdu) adı altında birer spor topluluğu yarattılar, böylelikle de o ilk heyecanla başarılar tükendi… gitti” diye yazması futbolcu isimlerinin doğruluğunu teyid eder nitelikte.

11 futbolcunun 7 si Akşehir’li isimleri biliniyor. Geriye kalan 4 futbolcudan kalecinin (üstte ortada) Kenan Or olduğunu ilk dile getiren zamanın Akşehir Kaymakamı “Fenerbahçe Kulübü'nün kalecisi olan ve o tarihi maçta kaleye geçen Yüzbaşı Kenan Or'un büstünün de bu organizasyon kapsamında açılışının da yapılacağını ifade etmişti, “Kenan Or, o dönemlerde Fenerbahçe'nin de kalecisiydi. Büst, Batı Cephesi Karargahı önüne yapılacak” açıklamasında bulunmuş. 2017 tarihinde Haberin yayınlanmış olmasına rağmen bu açıklamanın 2008 tarihinde olabileceğini değerlendiriyorum.

“Kenan Or, o sezon (1922) mağlup olmadan ve gol yemeden İstanbul Ligi şampiyonu olmuş Fenerbahçe Futbol Takımı’nın kalecisiydi. Daha sonra Sakarya Cephesi’nde Subay olarak görevlendiriliyorlardı.”

Doğu, Kenan Or’un 1922’de Fenerbahçe, 1923 yılında Karşıyaka futbol takımında kaleci iken çekilmiş fotoğrafları ile Konyalının yayınladığı fotoğrafı karşılaştırarak kalecinin Kenan Or olduğunu ispatlamaya çalışmıştır.

Rüştü Dağlaroğlu, 1907-1987 Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi kitabının 12. Sayfa ’sında: 

“O derecede ki, kaleci Dz. Tğm. Kenan Or (sonra Albay), sağbek Veteriner Ütğm. Nahit Çokbaşaran (sonra Şehit Albay), sağhaf Topçu Ütğm. Ethem Bellisan (sonra Albay), solhaf veteriner Ütğm. Kamil Rona (sonra Gen.) ve nihayet, Tabib Yzb. Refik Kuntol (sonra Tabib Amiral) olarak, 5 as futbolcusunu kanlı SAKARYA SAVAŞLARI'na göndermiş olmasına karşın, her geçen gün iddialarını arttıran düşman takımlarını yenmeyi sürdürmekte devam edebilmesi ilginçtir.”

Sakarya savaşı bilindiği gibi 22 Ağustos - 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yapıldı. Bedri Cumhur Doğu, Kenan Or’un Sakarya cephesine 1922 yılında gittiğini yazarak tarihleme de yanlışlık yaptığı gözüküyor.

İbrahim Hakkı Konyalı’nın Futbol takımı resmini, Muharrem Bayar, Ebubekir Altunbay, kaynak göstermeden, Doğan Yıldız;  (Bu fotoğraf, Akşehir Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü binasında asılı) notuyla yayınlamıştır.

“Maçla ilgili ilginç bir ayrıntıyı Kemal Zeki Gencosman Atatürk Ansiklopedisi, 8. Cild 107. Sayfasında yazmış:

“Ertesi gün, Akşehirli'ler hiç ummadıkları bir şenliğe düştüler. Tellâllar mahalle mahalle dolaşıp haber verdi ki, o gün Akşehir kasabasında çok heyecanlı bir futbol müsabakası yapılacak! Çoğu Akşehir'li:

«Bir bu eksiğimiz kalmıştı» diye şenliği yadırgadıysa da, gene cümlesi öğleden sonra sahada meşin topun ardından oraya buraya seğirten 22 eri candan alkışladılar. Cephenin bütün komutanları da zaten öteden beri futbol meraklısı idiler (!) Heyecanlı maçı seyretmeye gelmişlerdi.

Mustafa Kemal, Büyük Taarruz kararını son saniyeye kadar mutlak bir gizlilik içinde tutmaya son derece dikkat ediyordu. Heyecanlı futbol maçı komutanları bir araya getirmenin bahanesi idi. Ama, bunu Akşehirliler bile anlayamadılar. Davetle Ankara'dan gelen Milli Savunma Bakanı Kâzım Paşa’nın da (Özalp) katıldığı son bir toplantıdan sonra, 1 Ağustos’ta Komutanlar birliklerinin başına, Mustafa Kemal'le, Fevzi ve Kâzım Paşalar ise Ankara’ya döndüler.”