Türk tasavvuf geleneklerimizde ve Horasan Piri Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinden gelen geleneklere göre, Elif: Allah CC. Mim: Muhammet Mustafa SV. Efendimizi, Ayn: Ali KV. Efendimizi. Cim: Cebrail AS. Meleği Alayı işaret eder. Şimdi bilen okuyucularımdan ricam şudur:  Elif-dal-mim harflerini bu sıraya göre bir kere yazarsanız göreceksiniz.  Elif: Düz duran, ayakta, kıyam etmiş, Dal: Beli bükük rükû etmiş, Mim: Secde halindedir. Sonuç Adam olmak işte budur... Küçük dağları ben yarattım. Büyüklerini babam, biraz daha büyüklerini dedem yaratı demek değil. Böyle dik başlı kendini beğenmişlerin hüsrana uğradıkları çok kez müşahede edilmiştir.

                 Adam ol der, adam adama. Adam ol... Neden? Adamlık esastır da ondan. Makamlar mevkiler gelir ve geçer. Adam odur ki: Eserler bırakır arkasından, Mimar Sinanlar gibi. Akşemseddinler gibi. Adamlar yetiştirir, arkasından Fatihalar okuyacak... Fetihler yapacak, çağa açacak, çağ kapayacak. Adam odur ki: Ya İstanbul beni ya ben İstanbul’u Alırım der ve İstanbul‘u alır... Hiçte böbürlenmez.

            SİZİN DURUŞUNUZ YADA TERSİNE DÖNEN DURUM: Günümüzde, yalan, riya, sahtekârlık, hovardalık, birbirine her konuda temincilik, fitne ve fesat kol gezmekte. Hükümet devirme ve 17 Aralık operasyonlarının, hükümet devirme ve planlarının tam içinde olanların bukalemun gibi gizlenmeleri, Devlet imkânlarını kullanma, bunlar, bu kötülükler maalesef adamlık sayılmaktadır. İşlerine gelmeyenlerce, ADAMLAR, ADAM GİBİ ADAMLAR dışlanmaktadır. Haklı istekleri Allah CC. Rızası için, fakir fukara için, tarih için, maneviyat için, istekleri ret edilmektedir. Dahası Anadolu’nun ilk Mabedi olan, Kalaycı Mescidin onarımı bile yapılmamaktadır.  Yıkılsın, gitsin denilmektedir. Yıkılsın tamirini biz isteyince bir günde yaparız. O isteyince olmaz demekte, Allah CC. Hazretlerinin evi yıkılmaya yüz tutmaya terk edilmekte, Allah CC. Hazretlerinin Selamı, birisi gammazlar diye, selam alacak pozisyonlara girilmemektedir. Aleni olarak toplumda ADAMLIĞI kabul görmüş olan Zat-ı Muhteremler haksızca aşağılanmaktadır. Siyasi gelecekte rakibimiz olur, bizi bitir diye, önü her fırsatta kesilmektedir.

            ADAM BENZERİ, ADAM OLAMAMIŞ, ADAM MÜSVETETELERİNİ BİR İNCELEYELİM. Gezdiğimiz yerlerde, televizyon ekranlarında, internette, tavuk oldukları halde, horoz gibi ötenleri seyretmekteyiz. Bunların bazıları, rüyasında bile göremeyeceği yerlere, hilelerle gelenler ve desiselerle yükselenlerdir... Silik ve zayıf karakterlidirler. Hayatının hiçbir döneminde liderlik yapamayacak özelliklerden yoksun, hatta Devlette-Özel Sektörde işçi bile olamayacakları haldeler iken, hızla esen bir rüzgâr ve girdap, anaforunda sarhoş olmuşlardır. Eski yaşantılarında,  hep birilerinin ayak işlerini görmüş, birilerinin ellerine bakmışlardır. Hatta ilk orta ve lise gibi... Okulları bile torpillerle bitirmişlerdir...

            Hayatlarında hasbel-kader bir iki defa piyango çıkmış gibi veya loto milyoneri olmuşçasına,  şansının desteklemesi ve kaderlerinin veya yazgılarının zorlanması bir yerlere gelenler iyi dinlesinler. Cenab-ı Allahın Tefiz-i Zuhuru ve Muradı İlahisinin tecellisinin bilinmeyen bir nedenle tersine işlemesi ile onlara tanınan bu ayrımcılıklar,  özel fırsatların tanıması ile husule gelmiştir.

            Çok özel fırsatlar, haksızlıklar, iltimaslar, çeşitli makamları kullanarak ve bazen Devlet imkânlarını da sıçrama tahtası veya trambolin yaparak kendilerini ne oldum delisi sananlar bulundukları yerleri bir yükselme saymaktadırlar. Bu hızlı yükseliş ve maneviyatı bırakıp maddi zenginleyişleri ve şımarıklıkları, ne oldum delisi olmak, sabırsızlık, başkalarını tehdit, hatta yol ve kader birliği yapmış arkadaşlarını tehdit, asarız keseriz, kimse hesap soramaz havaları, dur bakalım. Burası patogonya değil. Balon gibi şişmeye gerek yok. Bir diken sındırır havanızı. Eskiden derlerdi, böylelerine, 25lik simit gibi şişme. Diye. Ya da bir yerel Türk Atasözü: Ötme Çörtük Senide Görürüz. Meraklısına Not: Çörtük bir ottur. Genellikle anızlarda çıkar. Yağmur yağınca da kokusu ortaya çıkar.

            Bakın bu sizin ve avenenizin, çıktık sandığınız yerler, bir yükseklik değildir. Baz başlangıcı değildir. Röper noktası hiç değildir. Barem teşkil etmeyen ve bizim topografik değerlerin, ölçümlerine göre bulunduğunuz yer, BİR ÇUKURDUR. Size Cehennem çukuru olacaktır. Rögardır.

             İşte son söz Üstad Necip Fazıl Kısakürek şerli insanlara edepsizlere, büyük küçük tanımazlara, Edep Ya Hu’yu, El Hayâ Min-el İmanı bilmezlere şöyle derdi. Çukur adamlar derdi. Çukur adam. Çukur adam. Alçaklık bile bir onların yanında seviye ister.

             Seviye ister, seviyesiz adamlar, kendine döner ve tövbe eder ve bir daha çukurluklarını özlemez ve çukurlarına girmezlerse kurtuluşa ereler.

            Bizim Duruşumuz: Türk-İş Sendikasının Konfederasyonunun Genel Başkanlığına seçilebilmek için öncelikle Türk-İş Sendikasının Konfederasyonuna bağlı iş kollarındaki sendikalardan üst kurul delegesi seçilmek esastır. Cenab-ı Allaha hamd ederiz ki biz sendikacılık çalışmalarımızda, bu makamlara kadar üye arkadaşlarımızın teveccühü ile üst kurul delegesi seçilmek suretiyle iki sefer Şeker-İş Genel Merkezinde yapılan bir olağan bir olağan üstü seçimlere iştirak etik. Bunun yanı sıra: 25 yıllık Şeker Sanayi Ailesi içindeki çalışma hayatımızda, pek çok Şeker-İş Şubelerinde, kardeş sendikalarda, Genel Merkez seçimlerinde ve Pancar Ekicileri Birlikleri seçimlerine iştirak ettik. Divanlarda görev aldık... Türkiye Cumhuriyetinin Medarı iftiharı  ’’Kamuya Hizmet Eden’’ Hayra Hizmet Vakıflarında Kuruculuk uzun yıllar ve Başkanlık yaptık.  AKPARTİ Akşehir İlçe Başkan Yardımcılığını da sadece Allah Rızası için ifa ettik. Hiçbir yere havadan inmedik. Seçimlerle geldik.

                Halen; Türkiye Cumhuriyeti, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı, AKPARTİ Konya İl Delegeliği ve Türkiye Kuvayi Milliye MÜCAHİTLER Derneği Başkanlığı görevlerini deruhte etmekteyim. Bildiğiniz gibi: Türkiye Kuvayi Milliye MÜCAHİTLER Derneğine; Merhum, Kuvvacı, Ayyıldız Cephesi Komutanı,  Kuvayi Milliye Kahramanı ve İstiklal Savaşı Gazisi, yeşil, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibi, Şehit,  Adnan Menderes’ in Başvekilliği ile Kuvayi Milliyeci, Cumhurbaşkanı Celal Bayar zamanında ’’Kamuya Hizmet Eden’’ vasfı verilmişti. ’’Kamuya Hizmet Eden ve Vergi ve Harçlardan Muafiyet Olduğu, Ayrıca T.C. Resmi Gazetede Yayınlanmıştı.

                 AB, ye kÜRESEL öLÇEKLİ eMPERYALİZME ve eMPERYALİZİMİN her çeşidine, vAHŞİ kAPİTALİZME ve kAPİTALİZMİN ve mASONLUKLARA, bunların her çeşidine karşı dur dedik, fikir beyan ettik. Yerli ve yabancı burjuvaziye, soygun düzenlerine, feodal yapıya, küffarın desiselerine, 80 Milyon, yıllarca bir ve beraber olmuş, Alevi- Sünni, Türk-Kürt ve diğer Kardeşlerimizi, Kardeşlerine kırdırmak isteyen, anti-demokrat iç ve dış çıkar çevrelerine karşı duruşumuzu her yerde meydanlarda bağırarak söyledik. Kimseden korkmadık. Gazetelerde yazdık. Kitap ettik. Doğruya doğru, eğriye eğri dedik. Cenab-ı Hakkın Rızası dışında iş yapmadık. Millilikten, ayrılmadık. Allah CC. Ümmeti Muhammedi korusun.