“Askerler köyümüze gelince çok sevindik. Bir kısım asker de bizim evimizde kaldı. Evin ahırını, samanlığını da askerimize verdik. Bizimle aynı sofrada askerimiz yemek yedi. Köyümüzde talim ettiler.” (1904’lü Zeliha)

“Ben 6-7 yaşlarındaydım. Köyümüze bir Paşa gelince ben de çocuk aklımca Paşanın ardına takılarak, asker selamı vermeye başladım. Bir aralık beni fark etti. Kucağına alarak sevmeye başladı. Annem ve babamı sordu. Babamın savaşta olduğunu söyledim. Evladım benden istediğin bir şey var mı, diye sordu. Ben de Paşaya, Paşam Yonan Yakasenek köyüne gelmiş diyorlar, ben de babam gibi savaşa gitmek isterim. Ama askere sünnet olmayanları almıyorlarmış, beni sünnet ettirin, dedim.” (1915’li İbrahim)

“Yunan kuvvetleri Çay’a kadar geldi. Köyde er kalmayınca bağımızı bahçemizi biz kadınlar ekip biçtik. Askerimiz köyümüzdeydi. Askerlerimiz köyden ayrılırken soğan söküm zamanıydı. Onlara soğanlarımızı verdik. Askerlerimiz gittikten 5-10 gün sonra Kırca tarafından atın üstünde bayrak taşıyan biri bağırarak Afyon’un düşman işgalinden kurtulduğunu ilan etti. Bu haber üzerine sevinç gözyaşlarına boğulduk.” (1900’lü Emine)

İstiklal Harbi’nin önemli ayaklarından birisidir Dereçine kasabası. Batı Cephesi Karargahı’nın Akşehir’e taşınmasından sonra, daha da hareketlenmiştir kasaba. Tekâlifi Milliye kanunları ile kasaba halkının orduya yardımları bu dönemde olmuştur.

Yakın köyler Yahsiyan, Ulupınar, Nadir’de olduğu gibi Dereçine’ye de bir tümen yerleştirilmiştir. Halk bu dönemde, Yunan işgalinin ülkede bıraktığı hazin acıları, yapılan zulümleri bilip duymaktadır. Türk askerinin gelişi, kasaba halkında sevinç uyandırmıştır. Öyle ki, Yunan’ın kapıya dayanmasının yanı sıra, bölgede asker kaçaklarının oluşturduğu eşkıyalar sık sık kasaba halkını rahatsız etmektedir. İshaklı’da bulunan 1. Kolordu’ya bağlı 57. Tümen’in Dereçine’ye gelerek yerleşmesi derin bir nefes aldırır halka.

Batı Cephesi Karargahı’nın Akşehir’e taşınmasından sonra, Dereçine’de çok hareketli günler yaşanmıştır. Kasaba halkı yurdun düşmandan kurtulacağına daha da inanmıştır. Anadolu insanı savaşlardan savaşlara koşarken,  pek çok köyde kadınlar, çocuklar ve kocamışlardan başka da kimseler kalmamıştır. Dereçine’deki durum da böyledir. Gidenler ve bir daha dönemeyenler. 

Tarihini tüm yönüyle kaleme aldığımız “Tarihi ve Kültürüyle Dereçine” adlı eserde; kitabın asıl çıkış noktası olan Milli Mücadele’yi, burada yaşayan insanların gözüyle anlattık. Saha çalışmamda onlarca acıya, ayrılığa ve kahramanlık hikayelerine rast geldim… Geçen onca zamandan sonra, yaşanılanlara şahitlik edenlerden dinleyenlerin gözünde gördüklerimize, elbette kayıtsız kalamazdık. Yazdık efendim, 24 Ağustos’ta sevgili hocam Mehmet Koç ile Dereçine’de  Milli Mücadelemizi anlatacağız … Sevgiyle.