Osmanlı Devleti, Akşehir’i ülkesine kattığı yıllarda Akşehir’in bütün köyleri dolaşılarak aile reisleri kayıt altına alındı.  “Mufassal Defter” olarak tabir edilen bu defterlerde biri olan 1466  tarihli de Doğan Hisarı, Akşehir’in bir köyü olarak kayıt edilmiştir. Bu köyde pek çok kişiye isimlerinin yanı sıra lakaplar(takma adlar) takılmıştır.

            Takma ad, bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan bir addır.  Bu adlar bir kimsenin fiziksel bir özelliğine atfen verilmiş olabileceği gibi yaptıkları işlere atfen de verilmiş olabilir. Bu takma adlar kişinin asıl adıyla birlikte söylendiği gibi asıl adın yerini tamamen alanlarda vardır.

            “Yiğit namıyla anılır” diyen atalarımız lakaplarını gururla taşımıştır. Bu lakaplar o devirde soyadı olmadığı için aynı adı kullanan diğer kişilerden ayırt etmekte kullanılmıştır. Nitekim bazı aileler soyadı kanunu çıkınca lakaplarını soyadı olarak almışlardır.

            1466 yılı kayıtlarına göre Doğan Hisar’da yaşayanlara verilen takma adlar şunlardı:

            1-Erik: Ufak tefek olmasından dolayı Selahattin oğlu Hamza’ya söylenen bir lakaptı.

            2-Şükran: Bir asker olan İvaz’a yaptıklarına karşılık teşekkür amacıyla Şükran İvaz denmiş idi.

            3-İplik: Dokumacılık yapan ve çok zayıf olan Mehmet’in oğlunun adının yerini almıştı.

            4-Kara: Esmer ve ya Arap kökenli olan Mahmut’a, Yusuf’a, Hasan’a, Abdullah verilmiş bir lakap idi.

            5-Baba: Belli bir ağırlığı ve karizması olan Hıdır’a verilmiş bir takma ad idi.

            6-Beglü: Bir asker olan kişinin resmi adının yerini almıştı.

            7-Çıtak: Kavgacı olan ve şehre yakın yerlerde yaşayanlar için kullanılan bu kelime Çıtak Sevindik’e verilmişti.

            8-Dur: Habip oğlu Hasan’a verilen bir takma ad idi.

            9-Emir: İvaz’ın babası Emir Yusuf köydeki amirlerden biri idi.  Diğerleri ise Emir Ali ve Emir Hacı idi.

            10-Hoca: Din eğitimi alan ve öğretmenlik yapan Mağden oğlunun adının yerini almıştı. Yine köyde Hoca Ahmet vardı.

            11-Güllük :At besleyerek geçimini sağlayan Mustafa’ya verilmişti.

            12-Komari: Hoca Ali’ye takılan bir lakap idi.                                   

            13-Gazi:  Bu lakap savaşta yaralanan Sevinç’in oğlunun adı yerine kullanılıyordu.

            14-Kör: Bu takma ad dul bir bayan olan Aişe’ye halk tarafından verilmiştir.

            15-Hacı: Kutsal topraklara giden Hisar oğlu Bekir’e, Abdül oğlu Mehmet’e ve Hisar oğlu Mehmet’e bu lakap takılmıştı.

            16-Fakih: İslami hukuk alanında yetişmiş olan Ömer’e Ömer Fakih Hatip diye sesleniyorlardı. Yine  Mehmet oğlu Yakup’a ve Yağsanub’a da Fakih deniliyordu.

            17-Tirkemiş: Doğan Hisar’da yaşayan çiftlik sahibi Yusuf oğlu olan Tirkemiş aslen Burdurlu idi. O devirde Burdur’un adı Tirkemiş olduğu için memleketinin adı ile anılıyordu.

            18-Germiyan Fakih:  Yarım çiftlik sahibi Germiyan Fakih aslen Kütahyalı idi. O devirde Kütahya’nın adı Germiyan olduğu için memleketinin adı ile anılıyordu.

            19-Nücusetlü: Toprak sahibi olan babasının yanında yaşarken evlenen Yusuf’un babasına verilen takma ad idi.

            20-Ahi: Bir esnaf kuruluşu olan Ahiliğe üye olan Ahi Osman oğlu Ahi Yusuf Doğanhisar’da yaşıyorlardı.

            21-Bülüclü: Büyük bir olasılıkla tavuk beslemesi nedeniyle Hamza’ya bu lakap takılmıştı.

            22-Şaşı: Yarım çiftlik sahibi olan Ahmet’e gözlerindeki bozukluk nedeniyle Şaşı Ahmet deniliyordu.

            23-Demirci: Demir işleri yapan Ahmet’e verilen bir takma ad idi.

            24-Şeyh: Bir tarikatın kollarında en yüksek aşamaya ulaşmış bulunan Hamza’ya Şeyh deniliyordu.

            25-Kozağaçlı:  Kozağaçlı olduğu için Kozağaçlı oğlu Bulduk olarak anılıyordu.

            26-Papazoğlu: Doğanhisar’da o devirde Hıdır’a Papazoğlu deniliyordu.

            27-Tabak:  1466 yılında dericilik yapan Tura’ya bu takma ad verilmişti.

            28-Büyüklüoğlu: Günümüz söylenişi ile Bıyıklıoğlu Temur Han’a deniliyordu.

            29-Müezzin: Camide ezan okuyan Ümmet’e Müezzin adı takılmıştı.

            30-Haşhaşoğlu: İne Beği’nin babası Haşhaş yetiştirdiği için o devirde ona Haşhaşoğlu deniliyordu.

            31-Geyik: Asker olan Dura Beği’nin oğlunun adının yerini alan bir takma addır. Boş muhabbetleri seviyormuş.

            32-Papuccuoğlu: Babası ayakkabı yapan Ahmet’e  bu ad verilmişti.

            33-Dam Yakan: Asker Mehmet yaptığı bir eylemden dolayı halk tarafından bu takma adla çağırılıyordu.

            34-Ökesoğlu: Babası Akşehir’e bağlı Ökes köyünden olduğu için İshak bu adla anılıyordu.

            35-Aşçı: Emir Hacı’nın oğluna yemek yaptığı için Aşçı deniliyordu.

            36-Değirmencioğlu: Değirmen işleten babasından dolayı Dur Ali’ye bu takma ad verilmişti.

            37- Sofu: Dinine sıkı sıkıya bağlı olan Süleyman’a Doğan Hisar’da Sofu Süleyman diyorlardı.

            38-Çandır:  Melez olan Ahmet’e takılan bir addı.

            39-Çakıroğlu: Renkli gözlü olduğu için Ahmet’e Çakıroğlu deniliyordu.

            40-Çölmekçi: Çölmek yapan İvaz’a köylüler böyle sesleniyorlarmış.

            41-Gül: Süvarioğlu İvaz’a iyi giyiminden dolayı bu takma ad verilmişti.