“Yahsiyan’dan Çanakkale savaşına ve 1. Dünya savaşına katılıp şehit olan Hacı Ali oğullarından İsa, Mehme ,Hakkı, Abdil, Yunus, Mustafa , Yakup ve imamoğullarından Abdullah ve İsmail’in aziz ruhlarına ve vatansever Gölçayır halkına ithafımdır.”

Milli Mücadele ve Kurtuluş savaşlarında Yahsiyan’dan birçok kişi savaşlara katılmış, bu savaşlarda kimisi gazi olarak köye dönmüş, kimisi de vatan için şehit düşmüştür. 1940 yılında yolu Yahsiyan’a düşen, Çanakkale savaşında kolundan ve bileğinden yaralanarak gazi olmuş Arif Özber 1940-1953 yıllarında Yahsiyan okulunda öğretmen olarak görev yapmış ve yetişen bir nesle de Çanakkale savaşlarında yaşadığı anılırını anlatarak, yetişen bu neslin milli bilincinin oluşmasında katkı sağlamıştır. Yahsiyan ilkokulunda 1940-1953 yıllarında okulun tek öğretmeni olarak görev yapan, kahraman öğretmen; Çanakkale savaşlarının ardından da Kurtuluş savaşında etkin rol almıştır. Gazi öğretmen Arif Özber’in hikayesini 1942 yılında öğrencisi olan 1931 doğumlu Sultan Solmaz şu şekilde anlatıyor;

“Ben okula biraz geç başlamıştım, öğretmenimiz Arif Özber idi. Okulumuza civar köylerden de öğrenciler geliyordu. Öğretmenimiz hafta sonları Akşehir’e yürüyerek gidip geliyordu. Derslerde bize genellikle tarih anlatırdı. Savaşa gittiği Çanakale’yi anlatırken gözleri dolu dolu olurdu. Biz öğrencilerine anlattığı kadarıyla, kendisi subay imiş. İlk önce Çanakkale’de ardından da kurtuluş savaşlarında savaşmış. Yunan mezaliminin canlı görgü tanığı, Çanakkale siperlerinde oluk oluk akan kanın canlı şahidi idi. Bize Çanakkale savaşı ile ilgili şunları anlatırdı: “Savaş başlamış, ben de subay olmuştum süvari birliğinde idim. Cehennem ateşinin içinde idik. Bazen düşmanla göğüs göğüse çarpışırdık. Anadolu’nun birçok köyünden ve şehrinden binlerce genç, yaşlı insanlar bu siperlerde vatanımızın namusunu savunuyorduk. Tam 23 gün uyumadığımızı biliyorum” der ve şu şekilde devam ederdi:” Bazen top mermileri ve gülleler siperlere bazen de Türk Askerinin üzerine düşerdi, her taraf kan olur, insan parçaları ile dolardı. Bir gün denizin kıpkırmızı kan olduğunu görmüştüm. Yine yanı başımızda şehit olanlara şahitlik ettim.” Mermi vızıltıları, top sesleri, insanların çığlıkları ve diri diri toprağa gömülen insanları gördüğünü anlatırdı. Öğretmenimiz bunları anlatırken, bazen ağlardı. Arif Özber Öğretmenimiz köylü için, bizler için çok kıymetli idi. Annem ve babam sıkı sıkı tembih eder, öğretmeni can kulağı ile dinlememi öğütlerdi. Her gün bu savaş anılarını anlatırdı. Biz öğrenciler de duygulanır, öğretmenimizin anlattıkları analarımıza anlatırdık. Öğretmenimiz Çanakkale’de yaralanmış. Hatırladığım kadarı ile bize şu şekilde anlattı:” Çok sıcak bir gündü, şehitlerimiz ve düşman askerleri yan yana düşmüşlerdi. Sıcak nedeni ile de hava oldukça kötü kokuyordu. Böyle bir vakitte siperlerimizden çıktık, o esnada kolumdan yaralanmışım, el bileğimin kopmasına az kalmış, sonradan Mehmet adında Yahsiyanlı bir asker beni kucaklayıp sargı yerine götürdü. Kolum ve bileğimin geçmesini 4-5 ay sürdü (öğretmenin anlatımı ile Mehmet adlı asker, Çanakkale’de şehit düşmüştür. Mehmet adlı bu şehidin Yahsiyan halkından kimlerden olduğunu tespit edemedik) daha sonrasında tekrar siperlere döndüm. Düşman gemilerinin Çanakkale boğazından kaçtıkları gün, siperlerden çıkarak eğlenmişti” derdi. Öğretmenimiz Afyon harbinde görev almış, Yunan mezalimini gördüğünü de anlatır ve öfkelenirdi:” Yunan Afyon’a kadar gelmiş dayanmıştı. Atatürk’ün emri ile cepheye koştum. Afyon ve köylerinde kaçan Yunan askerleri hem köyleri yakmış hem de insanları yakarak eziyet etmiş, öldürmüştü. Vardığımız her köyde, insanların vücut uzuvlarının birbirinden ayrıldığını gördük” derdi. Bu kıymetli öğretmenimiz, İstanbullu biri ile evliydi. Öğretmenimizin hanımı Akşehir’de görevli imiş. Köyümüze hiç gelmezdi. Kendi de okul tatil olduğunda yürüyerek Akşehir’e gider gelirdi. Yıllar öncesi öğretmenimizin mezarına gittim. Mezarı Nasreddin Hoca mezarlığındaydı. Kabri başında dua ettim. Daha sonra mezarlığa yine gittim ama mezarını bulamadım. Öğretmenimizin bize en büyük nasihati; çalışkan olmamız ve milletimize yapılanları unutmamamızdı. Mekanı cennet olsun. Yahsiyan ilkokulunda görev yapan Arif Özber’in mezarı günümüzde Akşehir Nasreddin Hoca mezarlığında olsa da mezar yeri bilinmemektedir. Akşehir Nasreddin Hoca Mezarlığımda yaptığımız tüm araştırmalarda ve sistem kayıtlarında Arif Özber öğretmene ilişkin bir mezar bulunamamıştır.

KAYNAKÇA: Gölçayır İlköğretim okulu öğrenci kütüğü.
KAYNAKÇA KİŞİLER: Gölçayır köyünden 1931 doğumlu Sultan Solmaz, Yakup Şen, Abdil Şen.