Firavun ve askerleri Mısır’da darbe yaptı; kimseden ses çıkmadı. AB, ABD, BM ve NATO Mısır'daki askeri müdahaleye darbe bile diyemedi. Türkiye'nin dışında hiç kimseden ses çıkmadı.
Mursi'ye sahip çıkan Müslüman Kardeşler ve taraftarları ilk günden itibaren meydanlara indi ve darbeye karşı direniş başlattı. Geceli gündüzlü, milyonları bulan eylemlerle Mısır halkı darbeye direndi ve direnişini sürdürdü.
Darbe ordusu Cuma günü namaz sonrası sonrası Rabiat-ül Adeviyye meydanına çok kanlı müdahale etti. Müdahale sonrası hayatını kaybedenlerin sayısının 200'ü bulduğu, yaralı sayısının da 5000'e yaklaştığı belirtiliyor. Adeviyye Meydanı yakınında kurulan sahra hastanesinin yetkilileri, yüzlerce yaralının gerçek mermiyle başından ya da göğsünden vurulduğunu, çok sayıda ağır yaralı olması nedeniyle ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini belirtiyor.
Darbeler her zaman korkunç, kirli ve kanlı olmuştur. İslam ülkelerinde yaşanan olaylara ve gelişmeler bakıldığında bunu daha açık bir şekilde görmek mümkün. Tabi ki sözüm ona kendilerini demokratik ve çağdaş olarak tanımlayan ülkelerin kirli oyunlarıyla.
Mısır halkı şu anda kan ağlıyor. Katliama maruz kalan halkın sesi duyulmuyor, görmezlikten geliniyor. Gezi Parkı olaylarında halk ayaklandı diye günlerce canlı yayın yapan CNN şu anda Mısır halkının feryatlarını neden canlı canlı ekranlara taşımıyor? Şu mübarek Ramazan ayında ve mübarek Cuma gününde yapılan katliama neden ses çıkarılmıyor.
Şu anda dünya tüm İslam ülkelerinde var olan ölümler sadece bakıyor. Darbeler batılı ülkelerce legal olarak görülüyor. Batı kültüründe artık şu var. Eğer darbe, muhafazakar bir hükümete karşı yapılmışsa bu gayet doğal ve meşru; tam tersi olursa gayri meşru.
Mübarek'e 30 yıl sabreden torun firavunlar, büyük bir çoğunluk tarafından seçilmiş bir Müslümana bir yıl dayanamadı.
Bugün yanı başımızda acılara sıkıntılara ve ölümlere duçar kılınmak istenen yerlerden biri de Mısır’dır. Mısır yüzyıllarca İslam ümmetinin çocukları olarak aynı tarihi, aynı ortak tecrübeleri birlikte yaşadığımız İslam beldelerindendir. Mısır halkının haklı çağrısına ses verelim. Kardeşlerimizi zalim çeteler karşısında yalnız bırakmayalım. Bu mağduriyeti ve mazlumiyeti yaşayan kardeşlerimize sahip çıkalım. Bize oruç tutmak bu ibadet bilincini emrediyor. Şunu bilelim en büyük mücadele ve cihat; bir zalime onun zulmünü haykırabilmek ve onun zulmünü dünyaya ilan edilebilmektir
Şimdi sadece firavunun karşısında olmak yetmez,
Musa'nın yanında olmak gerekir.
Şimdi, Musa'nın yanında olma zamanı; desteklerinizle ve dualarınızla Mısır halkının yanında olma zamanı…