Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde; Timur’un Sivas’ta yaptığı katliamı anlatırken o zaman sohbet arkadaşı olan Nasreddin Hoca’nın nedenlerini Timur’a sorduğunu belirtiyor.

             1400 yılında büyük bir ordu ile Anadolu’ya giren Timur, Erzincan üzerinden 180.000 kişi ile Sivas’ı ansızın kuşattı. Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Şehzade Emir Süleyman kuvvet getirmek amacıyla şehirden çıktı. Kuşatılan şehre dışarıdan top ve mancınık yağdırıldı, surlara lağım atılarak büyük gedikler açıldı.

            Sivas valisi Şehzade Süleyman kenti terk ettikten sonra Timur’dan hiç kan akıtılmayacağına dair söz alan kale komutanı şehri Timur’a teslim etti. Timur güya verdiği söze bağlı kalarak hiç kan akıtmadı. Kale savunmacılarını diri diri hendeklere atarak, üzerlerini toprakla doldurup öldürttü. Timur, Sivas’ta bakım evlerinde bulunan cüzamlıları Türkistan’da bilinmeyen bir hastalık olduğundan askerleri arasında yayılmaması için imha etti.

            Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu olayı şu şekilde anlatmaktadır:

            “Daha sonra ( ---) tarihinde Osmanoğulları'ndan Yıldırım Bayezid Han Türkmenler elinden feth etti. Daha sonra Osmanlılar üzerine Timur Han yürüyüp Sivas üzerine geldi. 40.000 ebced (alfabe) okuyan yetişmemiş küçük çocukların boyunlarına Kelam-ı izzetlerini (Kur’an*ı Kerim) asıp Timur'u karşılamaya çıktıklarında hemen Timur Şah bu erişmemiş çocuklar üzerine at sürdü. Tamamı Timur askerlerinin atlarının nalları altında bu 40.000 masum çocuklar yerlere serilip toprağa bulandı. O saat Sivas halkından 70.000 adet alim, salih ve yaşlı başlı musannif ve mü'ellif adamları göz açıp kapayıncaya kadar kılıçların dişlerinden geçirip yedi günde Sivas Kalesi'ni yerle bir etti ki hala yıkıntıları bellidir. İnsanların dilinde meşhur sözdür ki "Sana bir iş edeyim ki Timurlenk Sivas'a etmemiş ola" diye atasözü olmuştur.

            Sözün kısası, Nasreddin Hoca eşkıya Timur'un has nedimi (sohbet arkadaşı) olduğundan konuşma sırasında Timur'a,

            "Sultanım, Niçin Sivas'ta 40.000 çocuğu Kelam-ı izzetleriyle Tatar atlarının ayaklarının altına atıp 70.000 Tanrı mahluku temiz ve dindar kimseleri katlettiniz?" deyince,

            "Vallahi efendi! Sivas kavmi mezhepsiz olup 'Kur' an-ı azim sümme haşa mahlukdur' diye mensuh (hükmü kaldırılmış) ayetlere nazire ayet ettiklerinden başka yedi ayet şekilli uydurma kelamlar eklediklerinden çocuklarının boğazındaki Kelam,

izzetlikten çıkmış idi. Genellikle o çocukları veled-i haramlar idi ve ihtiyarları tamamen Şii, Mu'tezili, Hurufi, Cebri ve Kaderi-mezhep olmuşlardı. Alemi ıslah için Tanrı'nın ilhamı ile Hazret-i Hızır'ın vesileleriyle bütün küçük evlatlarını ve sakallılarını kırıp şehirlerini harap ettim, ama Nasreddin Hoca senin şehrini sana bağışladım, korkma harap etmem" der.”

             Evliya Çelebi bütün bunları yazarken tüm batılı tarihçilerde  kale surlarında çatışma sürecinde çok fazla direnen 4000 kadar Ermeni sipahiyi dev hendeklere atarak üstünü örttü ve onları kan dökmeden öldürdü. “Sivas’ta alimleri ve  70 bin kişiyi öldürdü” diyenlere ise, o dönemde Sivas’ın nüfusunun en abartı tabirle 15 bin olduğunu da hatırlatalım. Ayrıca Sivas’ta bir çeşit tahribat, bir yıkım oluşmasının sebebi de, ilk başta teslim olmayan Sivas kalesindeki şiddetli çatışmadır.   Evliya çelebi bir şehre girdiği zaman oradaki bütün anlatılan hikâyeleri yazıyordu, dolayısıyla sayılar abartılı olmakta idi. Bu abartılardan biri de Nasreddin Hoca’nın orada bulunmasıdır.

Kaynaklar;

            1-Günümüz Türkçesi ile Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Yapı Kredi Yayınları

            2-Aksak Timur,   (kontrol 12.12. 2016)