Hiç unutmam; 21 Temmuz 1969 akşamı çimende uzanmış gökyüzündeki ayı izliyorum. Yanımdaki el radyom NASA bağlantılı haber veriyor; “Neil Armstrong şu anda aya ayak bastı…”

Sanki görecek gibi bakışımı yoğunlaştırıyorum. İçimi kocaman bir hayal kaplamış öte yandan gülesim geliyor.. Çünkü sevgili Nasreddin Hoca’mızın bu işte önemli rolü var… Yüzyıllar önce bahçedeki su kuyusunda gördüğü ayı kova ile kurtarmaya çalışmasaydı, kendisi tangır-mıngır yere yuvarlanmasaydı ABD oraya nasıl çıkacaktı..?

Ertesi yıl 1970’deki şenlik afişinden anlaşılacağı gibi Akşehir bu defa Hoca’mızı bir rokete bindirip uzaya gönderdi. Hedef uydumuz Ay çok sevinçli, kahkahalarla gülüyordu. Ben şahsen onun bu kadar mutlu olduğu başka bir dönem görmedim ta ki 51 yıl sonra yüce reisimizden müjde alıncaya kadar.

Çağı yarım asır geçtikten sonra yakalamış yeni bir yolculuk için hazırlıklara başlamıştık… Yeni Türkiye’miz uçuyordu…

Çimenler biraz ıslaktı, üşütebilirdim. Olsun! Canım ülkeme feda olsun. Uzanıp gözlerimi gökyüzüne çevirdim ama aylar geçti yeni bir haber çıkmadı bekliyorum.

Bu arada ay gezisi için Astronot arandığını duydum. Çimenlikten kalkıp beklemeye başladım:

“İşte şimdi yeni bir görev zamanı geldi” diye üstümü başımı çırpaladım. Ben varken başkası neden aranıyor ki? Daha önce gitmişim. Deneyimim var. Kavuğumu sıkı sıkı tutarım. Ayın üzerinde atlayıp zıplarım.

Ama değer bilen, şu ana kadar arayıp soran yok. Geçtiğimiz hafta Cuma günü akşamı herkesten çok ben meraklıyım. Reis müjde verecek “Değerli kardeşlerim şimdi en son bombayı patlatıyorum. Aya gidecek astronotumuzu açıklıyorum; Erdoğan Özbakır’a Allah’ın izniyle hayırlı yolculuklar dilerim.”

Ümitlerim yeniden boşa çıktı. Hep gaz, hep gaz! Bıktım valla her tarafımız gazla doldu!..

Şimdi dış güçler veya içimizdeki İrlandalılar bir kibrit yakacak; BOMM…

Hep beraber havaya uçacağız..

Şimdi deli gönlüm; “Oğlum! 2023’ü filan bekleme çağır eşeğini bin üzerine, çık yola… Önce Ay’a uğra sonra Mars’a geç oradan Venüs’e kim tutar seni?...