Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi’nde hayvancılık ile uğraşan çiftçilerin ağırlandığı toplantıda konuşan Recep Konuk, Türkiye’de uygulanan algı operasyonu çerçevesinde geçmişte türkü bile yaptırıldığını söyledi.





Eğitim programının açılış bölümünde çiftçilere hitap eden Recep Konuk;“Tanzim Satış ile ilgili konular çok tartışılıyor. Fahiş fiyatlarla satışlarda var. Elbette tedbir alınması lazım ama niye bu hale gelmişiz? Bu konulara da bakmamız lazım." dedi. Konuk konuşmasında ekonomiyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.





Recep Konuk’un konuşmasının detayları şöyle: ‘’Uzaydan birisi şöyle ülkeleri dolaşsa, tepeden kuş bakışı imkanlarını, avantajlarını not etse. Mesela önce Hollanda’ya baksa; arazilerinin üçte biri deniz seviyesinin altında olan, sürekli yağışlar nedeniyle topraklarından su boşaltmak zorunda kalan, kışların uzun yazların kısa geçtiğini tespit etse. Herhalde Hollandalılara acır, gıda ihtiyacını karşılamanın birinci meseleleri olduğunu düşünürdü. Aynı uzaylı Japonya’yı yukarıdan izlerken de; küçük küçük adacıklara yayılmış, arazisinin çoğunluğu engebeli olan, yılın 80-90 günü hariç yüksek nem ile boğuşan Japonya’ya da acır, o kadar yoğun nüfusun o kadar arazi ve tarıma elverişsiz iklimle sağlıklı beslenemeyeceğini söylerdi. Bir de Türkiye’ye tepeden baksa; yaz ve bahar ayları uzun olan, dengeli bir neme sahip, yılın en az 240-250 günü tarımsal ürün üretmeye elverişli Türkiye’nin bolluk içinde yaşadığını, sadece kendisini değil dünyayı da beslediğini düşünürdü.





Daha az girdi ile daha çok nasıl üretebiliriz? Maliyetleri aşağı çekerken, ürün kalitesini nasıl ve ne yaparak yükseltebiliriz? Birim alandan veya bir hayvandan daha çok verim nasıl alırız? Sorular bunlar, bu sorulara bulacağımız cevaplar bugün hem üreticiyi hem tüketiciyi memnun etmeyen meseleleri de çözecek. Üretici ile ilgili algı yönetiyorlar. Bunun için türkü yakmışlar; ‘Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman. Senin gibi cahile, ben efendim diyemem aman’ deniyor türküde. Zeytinyağı bizim milli üretimimiz, basma pamuktan yapılıyor bizim kendi üretimimiz, cahil dediği de bizim köylümüz ve ona da efendi diyemiyor. Bakın bir taşla kaç tane kuş vuruyorlar. Adam senin türküne bile müdahil oluyor. Türkü yaptırıyor, Türk’ü yaktırıyor. Niye? Bir algı operasyonu var da onun için. Niye yapılıyor bu kara propagandayı, Türkiye kendine yetecek kadar üretemezse bu işi organize edenlere daha bağımlı olacak da onun için. Türkiye’yi midesinden bağımlı hale getirebilirlerse istedikleri gibi yön verecekler. Şunu ekemezsin, bunu ekemezsin demeye başladıkları günden bu yana bunu yapmaya çalışıyorlar. Sözüm üreticinin bu ülkeye yük olduğunu söyleyenlere, üreticinin ülkeye kambur olduğu algısını yayanlaradır; üretenler üretmesin de siz bir görün! Çiftçi şeker üretmezse bakın bakalım fiyatlar ne oluyor. Siz kendi yağınızı etinizi üretmeyin de bakın ne oluyor? Bu ülke kendisi üretmelidir, üretenine sahip çıkmalıdır. Konya Şeker bunun için vardır.





Babası, dedesi, dedesinin babası onlarca nesli ziraat ve hayvancılık yapan biri olarak ana vatanı Anadolu olan buğday tohumunun, nohudun, mercimeğin lisansı için bu ülkenin o ürünleri daha 400 yıl önce tanımış ülkelere bedel ödemesine üzülüyorum. Atı 1492’den sonra tanıyan, inek ve mandanın bu keşiften sonra ayak bastığı kıtadan damızlık hayvan getirmek zorunda kalmaktan bir üretici olarak hicap duyuyor, utanıyorum. Ve hep şu soruyu soruyorum, onlar neyi doğru yaptı, biz neyi eksik bıraktık? Onun için de kurum olarak eksik bıraktığımızı düşündüğümüz, gördüğümüz her konuda eksiği gediği kapatmak, suyun akmasına sebep olan delikleri tıkamak için çalışıyoruz. Bu üniversiteyi bunun için kurduk. Eksik kalanlar, eksik olanlar tamamlansın, hem ana vatanı burası olan bitkiler butopraklarda dünyada en verimli şekilde üretilebilsin, hem de burada evcilleştirilen hayvanlar en çok sütü, en çok eti bu topraklarda versin diye kurduk bu üniversiteyi. Anadolu'nun gelecekte insanlığa yön veren bir havza olmasının yolu, hepimizin birlikte çalışması, bir olması, diri olması ve istikrardan geçiyor. Bunu yapamazsak, başkalarının bize sıkıntı vermesi kolay olur. Biz önce kendi işimizi iyi yapacağız. Biz arkadaşlarımızla istişareler yapıyoruz, bu ülkeye nasıl katkı yapabiliriz, bunun mücadelesini veriyoruz.’’





Açılış konuşmaların ardından eğitim programına geçildi. İki gün süren eğitim programına Konya ve ilçelerinin yanı sıra; Kayseri, Nevşehir, Mersin, Karaman, Aksaray gibi çevre illerden büyük çiftlik sahipleri ile hayvancılık ile uğraşan üreticiler katıldı. Süt Hayvancılığında Beslemenin Süt Verimi ve Kalitesine Etkileri, Süt İnekçiliğinde Döl Verimi Sorunları, Sağım ve Sağım Hijyeni, Sütün Muhafazası ve İşlenmesi, Süt Üretiminde Girdiler ve Süt Maliyeti ile Süt Üretiminde Mikotoksinlerin Hayvan Sağlığına Etkileri hakkında yapılan sunumlarla çiftçiler bilgilendirildi.





Program sonrasında, eğitime katılan çiftçilere sertifika verildi. (İHA)