İmalat ve toptancılıktan sonra en çok banka kredisi kullanan sektörler olan inşaat ve enerji sektörlerinin; hem bankalar, hem de iş yaptıkları bölgeler açısından risk olarak görülmeye başlandığı iddia edildi.

İnşaat sektöründeki sıkıntının; döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle, alıcıların konut almayı ertelemelerinden kaynaklandığı kaydedildi. Kredi geri ödemelerini geciktirmek istemeyen bazı firmalar satışta fiyat indirimine giderken, seçimlerin tamamlanmış olmasının, bina stoğunun eritilmesine olumlu etkisi olacağı düşünülüyor.



Enerji sektöründe yaşanan zorluğun nedeni olarak ise, 2 etkenden söz ediliyor. İlki, kullanılan kredilerin döviz bazlı olması ancak üretilen elektrik de döviz üzerinden fatura edildiğinde bu tolere edilebilir bir faktör. Asıl önemli olan, %18 oranındaki KDV tutarının da fatura bedelleriyle beraber artıyor olması.



Bu durumda firmalar krediye çalışmış oluyor ya da zarar yazmaya başlıyorlar. Yaşanan bu sıkıntılar, yalnızca firmaları zora sokmakla kalmıyor. Ekonomide ‘Domino Etkisi’ sonucu, o firmaların iş yaptığı ve yaptırdığı diğer firmaları, bulundukları bölgeyi, o bölgenin kredibilitesini, ili ve nihayetinde ülke ekonomisini etkiliyor.



Kısacası, evdeki hesabın çarşıya uymaması durumunda, ‘çarşı karışıyor.’