Özel Haber: Zeki Coşkun Uzmen





Ilgın Belediye Başkanı Yalçın Ertaş; Ilgın Turizm Merkezinin Turizm Merkezi statüsünden çıkarılmasının Ilgınlılar üzerinde ilçe olarak bir hak kaybına uğrandığı izlenimi yarattığını, oysa bu kararın, planlama yetkilerinin yerel idarelere geçmesi ve karar alma süreçlerinin daha hızlı yürütülebilmesi anlamına geldiğini söyledi. Yalçın Ertaş; bu kararın bir hak kaybı değil, yeni yatırım alanlarının oluşturulmasında bürokrasiyi azaltacak bir fırsat olduğunun altını çizdi.





Yaklaşan kış mevsimi öncesinde, Ilgın merkez ve mahallelerinde kar yağışının mağduriyete yol açmaması için alınması gereken tedbirlerin gözden geçirildiği toplantı sonrasında konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Ilgın Belediye Başkanı Yalçın Ertaş; alınan kararın, ilçede bundan sonra yapılabilecek turizm yatırımlarının önünü nasıl açacağı konusunda detaylı bilgi paylaşımında bulundu.





Ertaş’ın, Turizm Merkezi olarak adlandırılan alanın coğrafi yapısı ve ekonomik özelliklerine dair değerlendirmesini de içeren açıklaması şöyle:





“Söz konusu turizm merkezinin kuzeyinde, yapılaşmaya uygun olmayan alanlar ve hayvancılık gelişim bölgeleri, batısında hayvancılık gelişim bölgeleri ve doğu bölümünde ise taş ocakları ile ilgili faaliyetlerin yapılabileceği alanlar var. Tüm bu alanlarla ilgili talepler, Turizm Merkezi statüsü devam ettiği sürece, Kültür ve Turizm Bakanlığına aktarılmak zorunda kalınıyor. Bunun yarattığı verimsizliğin ortadan kaldırılmasını sağlayacak olan iptal kararının alınması, aslında bölge ile ilgili planlama yetkilerinin Yerel İdarelere devri anlamına geliyor. Yani Turizm Merkezi sınırlarının iptali Ilgın için bir hak kaybı değil, karar alma süreçlerinin daha hızlı bir şekilde yürütülebilmesi için bir fırsattır.





Bundan böyle; bu alanlara ilişkin imar planları ve plan değişiklikleri Bakanlıkça değil, ilgili Belediye ve Valilik tarafından onaylanacaktır. Konya ili Büyükşehir statüsünde bulunduğundan, Belediyeler veya Büyükşehir Belediyesinin, kendi imar planlarını hazırlayıp onama yetkisi vardır. İmar planlarında turizm amaçlı kullanıma ayrılan hazine mülkiyetindeki taşınmazların yatırımcılara tahsisi yine Bakanlıkça yapılabileceği gibi, turistik tesislere Bakanlıktan yatırım ve işletme belgesi düzenlenecek ve işletme belgeli tüm tesisler; elektrik, su ücretlerinde düşük tarife uygulaması, ithal ürünlerde KDV indirimi gibi Hazine teşviklerinden yararlanabilecekler. Termal Tesis İşletme Belgesi düzenlenen tesislerin de “Yatırımlara Devlet Yardımları Hakkında Karar” uyarınca belirlenen beşinci bölge teşviklerinden yararlanabilmeleri mümkün olacak.





Ayrıca, İller Bankasından Belediyeye tahakkuk eden payın düşmesi söz konusu olmadığından; turizm merkezi dışında bulunsa da turizm amaçlı planlama, etüt ve projelerin yanında altyapı ve turizm yolu projelerine ilişkin olarak bütçe olanakları çerçevesinde gerekli ödenek aktarımı yapılabilecek.





Bunun yanı sıra; turizm faaliyeti olanağı bulunmayan alanlarda diğer yatırımlar için veya hazine mülkiyetindeki taşınmazların satış veya kiralanmasına ilişkin olarak Bakanlıktan görüş alma zorunluluğu ortadan kalkacağından, bu hususlarda hızlı karar verebilme olanağı doğmuş olacak.”





İstanbul ve Antalya gibi turizmin lokomotifi olan büyükşehirlerin merkezlerinin ve Fethiye, Göcek, Pamukkale, Gökçeada ve Bozcaada gibi turistik yörelerin Turizm Merkezi statüsünde olmadıklarını hatırlatan Başkan Ertaş; “Organize turizm faaliyetlerinin geliştirilebileceği genişlikteki alanlarda turizm yapılabilmesi için; turizmle oluşacak artı değer, mülkiyet, altyapı ve çevre etkisi gibi kriterler de göz önüne alınarak karar verilir. Örneklerini verdiğim turizm merkezleri dikkate alındığında; Turizm Merkezi veya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmeksizin de bir bölgede ya da alanda turizm gelişiminin sağlanabileceği gerçeği ortaya çıkmaktadır” dedi.