CHP Akşehir İlçe Başkanı Sefer İpek, beraberinde ilçe yönetim kurulu üyeleri ve CHP Akşehir Belediye Başkanı Lutfi Çelebi ile birlikte CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun 2014 Yılı bütçesi hakkında Sivil Toplum ve Demokratik Kitle Örgütlerine gönderdiği mektupla ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek, “Milletin bütçe hakkına, 2014 Bütçesinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sürecinde de sahip çıkacağız.


white">Milletimizin de bizi desteklemesini ve Meclisine emanet ettiği Bütçe Hakkı’na sahip çıkmasını bekliyoruz. İktidarın bu yetki tecavüzü ve hak gaspını millete duyurmakta sadece bize değil, vergi verenler olarak size de büyük görev düştüğüne inanıyoruz ” dedi.


"Times New Roman";color:black;mso-fareast-language:TR;mso-bidi-font-weight:
bold"> CHP Akşehir İlçe Başkanı Sefer İpek,
color:black;background:white"> Şunları söyledi: “Bütçe Hakkı demokrasilerde devletin yapacağı harcamaların kapsamı ve büyüklüğüne, bu harcamaların finansmanı sağlamak üzere vatandaşın ne kadar vergi ödeyeceğine milletin kendisinin karar vermesidir. Millet bu hakkını parlamentodaki seçilmiş temsilcileri aracılığıyla “bütçe kanunları” çıkararak kullanır. Bu hak; vergilerin usulüne uygun olarak toplanıp toplanmadığı ile harcamaların kanunlara ve amacına uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesini ve sonuçlarının parlamentoya sunulmasını da gerektirir. “Bütçe Hakkı” egemenliğin millete ait olması ilkesinin doğal bir yansımasıdır.  


white">Parlamentoların Bütçe Hakkı iktidarlar tarafından yok sayılır veya kısıtlanırsa demokrasiden, kuvvetler ayrılığından, hak ve özgürlüklerden söz edilemez. none windowtext 0cm;padding:0cm"> white">2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından kamu mali yönetiminde mali saydamlık, hesap verebilirlik ve denetim konularına ülkemizde özel bir önem verilmiştir. Bu çerçevede, TBMM'nin bütçe hakkını etkin bir şekilde kullanabilmesi için uluslararası standartlara ve Avrupa Birliği normlarına uygun bir yapı kurulması öngörülmüştür.


white">Ancak AKP hükümetleri kamu mali yönetiminde kurallılık, saydamlık ve öngörülebilirlik adına kendi dönemlerinde olanlar da dahil olmak üzere, atılmış adımları birer birer yok etmeye başlamıştır” Bugün ekonominin çapasız kalması ve buna paralel olarak ekonomide ortaya çıkan kırılganlıkların altında iktidarın hesap vermekten ve denetimden kaçınması da önemli bir rol oynamaktadır.


white"> “Hükümetin, Sayıştay denetimini uluslararası standartlardan uzaklaştıran müdahaleleri daha 2010 yılında başladı. Sayıştay Kanununun TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında 2010 Aralık ayında AKP Grubu'nun kabul edilen bir önergesiyle Sayıştay'ın INTOSAI (Uluslararası Sayıştaylar Birliği) Denetim Standartlarına uygun performans denetimi yapma yetkisi kaldırıldı.


white">Bunun nedeni Hükümetin, Sayıştay'ın 2010 yılında hazırlayarak TBMM'ye sunmaya hazırlandığı altı konudaki performans denetimi raporlarında yer alan, kamu kaynaklarının verimlilik, etkililik ve ekonomiklik ilkelerine uyulmadan savurganca kullanıldığına ve yüksek miktarda kamu zararına neden olunduğuna ilişkin bulguları TBMM'den ve kamuoyundan saklama isteğiydi.


white">Bununla yetinmeyen AKP Hükümeti, daha sonra 4.7.2012 tarihinde kabul edilen 6353 sayılı kanunla, bu kez mali işlem ve faaliyetlerin yasalara uygunluğunun INTOSAI Denetim standartlarına uygun olarak denetlenmesi olanaksız hale getirildi. Sayıştay yönetimi bu yasaya gerekçe göstererek, kamu idarelerinin 2011 yılı harcamalarına ilişkin denetim sonuçlarını kapsayan 132 adet Sayıştay raporunu TBMM’ye sunmadı.


white">Bunun sonucunda AKP Hükümetinin 2013 yılı Bütçesi ile 2011 yılı Kesin Hesabı Sayıştay Raporları olmadığından TBMM tarafından denetlenemeden yasalaştı. Anayasa Mahkemesi, CHP'nin açtığı dava sonucunda, anılan yasayı (6353 sayılı Kanun) 27.12.2012 günlü, E. 2012/102, K. 2012/207 sayılı kararıyla iptal etti. İptal gerekçeleri arasında, "Yasama organına tanınan bütçe hakkı, sadece bütçenin yapımını değil, bütçenin uygulanmasının denetlenmesini de kapsamaktadır. Sayıştay denetimi, TBMM'ye sunulan Sayıştay raporuyla sonlanan bir süreci kapsamaktadır. Dolayısıyla yasama organının işlevini etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmesinde Sayıştay denetiminin önemi yadsınamaz. Öte yandan Sayıştay denetimi, demokratik devlet ilkesinin bir gereği olarak yürütmenin, halka ve yasama organına hesap verme sorumluluğunun işlevselleştirilmesinin en önemli araçlarındandır. TBMM adına kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarını denetleyen Sayıştayın, bu görevini ifa ederken yürütme organından tamamen bağımsız olarak hareket etmesi gerektiği kuskusuzdur." ifadeleri de yer aldı.  Ancak Sayıştay yönetimi, bu iptal kararına rağmen, 132 Sayıştay raporunu TBMM’ye göndermedi. AKP Grubu bu yıl da, 2012 yılı denetim raporlarının TBMM'ye gönderilmesini önlemek amacıyla, yeni bir kanun teklifini Nisan 2013'de TBMM'ye sundu. Ancak başta CHP'nin muhalefeti olmak üzere, diğer muhalefet partileri ile Sayıştay denetçilerinin ve medyanın yoğun tepkisi üzerine söz konusu teklifin yasalaşması yönünde bir adım atılamadı. Ancak bu kez de iktidar, TBMM'de hiçbir uzlaşma arayışına girmeden kendi çoğunluğuna seçtirdiği Sayıştay üst yönetimini devreye soktu. Sayıştay üst yönetimi Hükümetin arzusu üzerine Genel Uygunluk Bildirimi ile birlikte sunulan Sayıştay raporlarından TBMM'ye gönderilen 2012 yılı Kesin Hesap Kanun Tasarısını ilgilendiren yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin denetim bulgularını çıkardı. Böylece Parlamentonun sağlıklı denetim hakkı elinden alınmış oldu.” Biz CHP olarak, milletin Bütçe Hakkına 2014 Bütçenin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sürecinde de sahip çıkacağız. Milletimizin de bizi desteklemesini ve meclisine emanet ettiği bütçe hakkı’na sahip çıkmasını bekliyoruz. İktidarın bu yetki tecavüzü ve hak gaspını millete duyurmakta sadece bize değil vergi verenler olarak size e büyük görev düştüğünü inanıyor”