Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı, Salı günü öğle namazına müteakiben, tüm Türkiye’de Mısır’ın halk oyu ile seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için, gıyabi cenaze namazı kılınmasının talimatını vermişti.

Akşehir'de ise Nidader ve İHH gibi dernekler, üyelerine whatsapp guruplarından, gıyabi cenaze namazına katılmaları çağrısında bulundular. Konuya hassasiyet gösteren yüzlerce insan, Nasreddin Hoca meydanında bir araya gelerek, Akşehir müftüsü Ahmet Kardaş’ın kıldırdığı gıyabi cenaze namazına iştirak ettiler.

Muhammed Mursi 30 yıl süren diktatör Mübarek iktidarına karşı, 24 Temmuz 2015 tarihinde, halkın oylarıyla ve Müslüman Kardeşlerin siyasi mücadelelerinin sonunda Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olmuştu.

Mursi seçilmişti ancak, sistem Firavun torunlarının kurduğu düzene göre işliyordu. Bu duruma son verebilmek için, anayasa değişikliği yaparak halkın oyuna sundu ve kabul gördü. Fakat hızla eski yapının değişimini sağlamaya çalışan Mursi'ye karşı, dış destekli muhalefet halkı sokaklara çağırıyordu. Olayları körükleyenlerin dış güçler olduğunu izah edebilmek adına, olağanüstü hal ilan edilmesine karşın, yine de ülke kaos ortamına sokuldu. Bu kaosa özgürlük sırasının kendilerine gelmesinden korkan, Suudi Arabistan ve BAE gibi Arap ülkelerinin açıktan destekleri vardı.

Muhammed Mursi'nin, halkı arkasına alarak kazanmaya yeten gücü, bir yıl bile iktidarda kalmasına yetmemişti. 3 Temmuz 2016 tarihinde ise, o dönemde savunma bakanı Si Si'nin başını çektiği ve ABD -İNGİLTERE-İSRAİL tarafından planlanan ve desteklenen ihtilalle görevinden alınmıştı. Mursi’ye sahip çıkmak için, ülkenin her şehrinde meydanlarda toplanarak seçilmiş iktidara sahip çıkmaya çalışan masum halkın üzerine hedef gözetmeksizin, zalimler tarafından ateş açılması sonucunda, binlerce müslüman öldürülmüştü.

O günden beri tek kişilik hücrede tutulan Mursi, çıkarıldığı mahkemeleri tanımadığını ve halen seçilmiş cumhurbaşkanı olan birine, bu davranışlarda bulunamayacaklarını haykırarak, cesur tavırlarından geri adım atmıyor ve halkına sabırlı olmalarını tavsiye ederek, aşağıdaki sözleri tekrarlıyordu:

''Allah şahidimdir. Görevim boyunca yolsuzluk ve suçlarla mücadeleden geri durmadım. Halkımın bana verdiği emanete ihanet etmedim, etmeyeceğim. Yıllarımı suçlularla mücadele için harcadım, yaşadığım müddetçe de mücadeleme devam edeceğim.''

Muhammed Mursi; yedi dil bilen, Hafız, Profesör ve dünya liderleri arasındaki en düşük maaşla çalışan devlet adamıydı. Hükümet işlerinin dışında, devlet sarayında yaşamamış ve bir apartman dairesinde ikamet etmişti. Ne kadar önemli bir görüşme ya da işi olursa olsun, ezanı duyduğunda hemen iştirak ederdi. Namazlarını camide cemaatle kılmaya çok düşkündü.

Mursi devlet dairelerine resminin asılmamasını isteyerek, seleflerinin portrelerini de, Allah’ın adıyla indirtmişti. Mısır'ın doğal kaynaklarının, Türkiye tarafından işletilmesi ve pazarlanmasına yönelik anlaşmalar yapmıştı. Türkiye olarak Mursi'ye sahip çıkılmasının en önemli sebebi, Türkiye düşmanlarıyla Mısır'ın düşmanlarının aynı güç ve zihniyet olmasının yanında, Mursi Türkiye dostu bir liderdi.

Ümmetin Hak Batıl mücadelesinin, Mısır'daki mücahidi olan MUHAMMED MURSİ, 17 Haziran günü, mahkeme salonunda kalp krizi geçirmiş olmasına rağmen, zamanında müdahale edilmeyen seçilmiş devlet başkanının, vefat ettiği ilan edildi.

''ÇOCUKLARIMIZ BİZİM İÇİN, ONLAR ADAMDI DİYECEKLER'' diyen Mursi, yapılan işkencelere daha fazla dayanamayarak şehadet şerbetini içmişti. Cenazesi ailesine verilmedi, otopsi yapılmadı, apar topar ve gizlice askerler tarafından defnedildi.

Allah gani gani rahmet eylesin.