Neresinden tutalım aslında bilemedim. Tek bir yazıya sığamayacak kadar anlatılır yaşanmışlıkları var ki!

Afrika'da açlık ve susuzluktan ölen çocukların mı?

Anne ve babasından işkence görerek öldürülen veya sokağa atılan çocukların mı?

Sokakta zorla dilendirilen çocukların mı?

Bir ekmek, ne bileyim bir çikolata çaldığı için ıslah evlerinde bulunan çocukların mı?

...

Evet, bunların hepsi ve daha fazlası üzerinde durulacak konular. Hepsi birer başlık. Sırası geldikçe ele alacağımız başlıklar!

Sıra da neyse artık buna biz zaman diyelim, kitap diyelim, film-dizi diyelim.

Ama artık diyelim! Ne olur hep birlikte gücünüz, gücümüz yettikçe diyelim!!!

Gördüm, yeni bir dizi başlamış. Sanırım ilk defa bir diziden yazımda bahsedeceğim.

ÇOCUKLUK

Bir farkındalık dizisi. Dizi severler için değil, izlediğinden bir şeylerin farkına varabilen, ders çıkartabilenlere tavsiye ediyorum.

Bu kasvetli havayı dağıtmadan önce şu cümleyi illaki kurmam gerekir: HER ÇOCUK ŞANSLI DOĞMUYOR!!!

Bu yazıyı şenlendiren de çocuklar olacak tabii ki.

Size dört yaşında bir melek, benim meleğim Kardelen’den bahsetmek istiyorum.

KARDELEN ne kadar güzel ve de güçlü bir isim. Bizim Kardelenimiz de öyle; güzel ve de güçlü. Tam bir AYŞECİK!

Hatırladınız mı? Hayat sevince güzel. Sevince tatlı güzel. Bir kuşu, kelebeği birazcık sevin yeter.

KARDELEN de öyle. Diğer güzel, masum çocuklar gibi.

Çocukların güzelliklerinden bahsedeceğim bahsetmesine ama...

Hepsi, her çocuk bir başlık. Bu yazımızda başlıkları atmış olalım...

Şöyle bitirelim: Hayat sevince güzel, sevince tatlı güzel. Bir kuşu, kelebeği birazcık sevin YETER!!!