6 yaşlarında bir çocuk,bir haftadır süregelen bir alışkanlık edinmişti. Saat 12:00’yi vurduğunda çocuk koşar adım güneşe doğru gidiyor,onu takip ediyor, güneş battıktan birkaç saat sonra da üzgün bir suratla geri dönüyordu. Bu durum çocuğun önünden gelip geçtiği esnafların ve özellikle de Bakkal Mücahit Amcanın dikkatini çekmişti.

Ertesi gün olduğunda çocuk yine 12:00’de koşar adım tam esnafların önünden geçerken Bakkal Mücahit Amca çocuğun kolundan tutup yakaladı. Çocuk gitmekte o kadar ısrarcıydı ki, çocuğu zapt etmek her ne kadar zor olsa da Bakkal Mücahit Amcanın merakı çocuğu iskemleye oturtmaya ikna edebildi. Bakkal Mücahit Amca babacan ve sevecen tavırlarıyla bilinir,olgun bir kişi olarak da saygı ve sevgi duyulurdu ona karşı.

"Evlat, bir süredir seni gözlemliyorum. Sürekli güneşin batışına doğru koşar adım gidiyor,güneş battıktan bir süre sonra hüzünlü bir şekilde geri dönüyor ve bıkmadan usanmadan bunu yapıyorsun. (Hafiften gülerek) Evlat yoksa sen Red Kit misin? Atını da göremiyorum ama…’’

Çocuk RedKit’den bir haber, "Red Kit ?" diyerek Mücahit Amcanın gözlerinin içine bakar. Mücahit Amca:"Her neyse her neyse evlat,buz gibi bir gazoz içer misin? Benden." Mücahit Amca oğluna seslenerek;"Ali oğlum, küçük misafirimize bir gazoz açıver."der. Çocuk gazozu reddetmez. Mücahit Amca, çocuk gazozunu yudumlarken merakını gidermek için yavaştan sorularına başlar.

İlk sorusu şu olur;"Evlat her gün güneşin batışına doğru sürekli neden koşuyorsun?"
Çocuğun cevabı;"Güneşi yakalamak için" olunca Mücahit Amcayı küçük bir gülme krizi tutar.
"Pekiyi evlat, güneşi neden yakalamak istiyorsun?’’ Çocuk bir yandan gazozunu yudumlarken diğer yandan da sorulara cevap vermektedir.Der ki çocuk:"Ben güneşi o kadar çok, o kadar çok seviyorum ki onu yakalayıp sadece benim olmasını istiyorum."

Bu muhabbet Mücahit Amcanın çok hoşuna gitmiş olmalıdır ki onu küçük bir gülme krizi daha tutar. Sorularına devam eder: "Diyelim ki yakaladın,güneş senin oldu. Onunla ne yapacaksın?’’ Çocuğun gazozu bitmişti ve Mücahit Amcadan "Bir şişe daha gazoz alabilir miyim?"diye ricada bulundu.Tabii ki Mücahit Amca bunu kırmadı ve bir şişe gazoz daha verdi.Çocuk şu sözlerle cevap verdi: "Güneş hep orada kalsın, hiç gitmesin istiyorum. Her baktığımda onun orada olduğunu, pas parlak ışıklarını saçtığını görmek istiyorum. O, o kadar güzel ki gece olduğunda gitmesini engellemek istiyorum."

Bunun üzerine Mücahit Amca biraz düşünerek ve hafiften kirli sakalını ovuşturarak düşünür. Aradan birkaç dakika geçer,bu sefer Mücahit Amca çocuğa daha değişik sorular sormaya başlar: "Peki evlat, sen sadece güneşi mi seviyorsun? Ay dedeyi, yıldızları hiç mi sevmiyorsun?"

"Şey…" der çocuk."Şey efendim,eee… Evet, galiba onları da seviyorum." Çıkışarak " Ama güneşi daha çok seviyorum" der.
"Evlat " der Mücahit Amca tekrar; "Şu ormanı görüyor musun? Ağaçları ve içinde yaşayan hayvanları? Peki ya onları seviyor musun? Ya yağmur? Yağmuru izlemeyi, toprağın kokusunu içine çekmeyi seviyor musun?’’

Çocuk ilkinden daha titrek bir sesle;"Evet,galiba çok seviyorum."Çocuk tekrar çıkışarak;"Ama güneşi daha çok seviyorum."

"Pekiyi evlat, içtiğin gazozdan, yediğin yemeklerden, arkadaşlarından,ailenden,annenden ve babandan, kendinden de mi daha çok seviyorsun güneşi?"diye sorunca Mücahit Amca, bunun üzerine çocuk yarım kalan gazozunu içene kadar boynu bükük bir halde düşünür.
Gazozunu bitirdikten bir süre sonra başını kaldırarak; " Galiba hayır efendim." der ve ardından; "Peki bu sorduklarınızın benim güneşimle ne alakası var?diye sorunca çocuk;
"Bak evlat, sen seneye okula başlayacaksın değil mi?"deyince Mücahit Amca, "Evet efendim." der çocuk. Hala Mücahit Amcanın gözlerine bakar cevap için.

"Sen okula başlayınca, senin güneşinle olan alakasını işleyeceğiniz derslerde anlatacaklar. İyi dinle ve derslerine iyi çalış evlat."der ve ekler; "Evlat sen güneşi merak etme, o hep senin ve sen var oldukça o hep senin olacak. Belki güneşi yakalayamayacaksın, hemde hiçbir zaman. Ama evlat, bu hayatta koşmaktan da hiçbir zaman vazgeçmeyeceksin. Tam da işte senin yaptığın gibi,sevdiğin şeyler için.’’

Günün Şiiri:Engellenemez Bir Tutku

Çorak mı çorak bir topraktan
Yeşerdi bir tohum
Tohumun üzerine gökyüzünden
Bir damla su düştü
Sonrasında bir tohum daha yeşerdi
Gökyüzünden bir damla da onun üzerine su düştü
Sonra bir tohum
Bir damla su
Sonra bir tohum
Bir damla su daha
Ne toprak
Ne gökyüzü
Tohumların yeşermesine engel olabildi
Sonrası mı?
Sonrası yaşam!
Ta ki insanoğlu yok edene kadar…