BİZİM İZMİR

Bazılarına göre gavur İzmir, bazılarına göre çağdaş İzmir, bana göre Ege'nin incisi, bizim İzmir.

Akşehir olarak, belki en çok akrabalık bağımızın olduğu şehir, İzmir. Şahsen benim 2 kız kardeşim, baldızım, dayılarım, yeğenlerim başta olmak üzere 200’den fazla akrabam İzmir’de yaşıyor.

Velev ki akrabalık bağımız olmasa dahi; millet bizim milletimiz, insan bizim insanımız, hepimiz bir bütünün parçalarıyız.

Geçen hafta İzmir'de meydana gelen 6,6 şiddetindeki yıkıcı depremde, Allah rahmet eylesin 114 insanımız vefat etti. Yaralanan bin 35 vatandaşımızın 838’i taburcu edilirken, 137 kişinin hastanelerdeki tedavi süreçleri, Allah şifa versin, devam ediyor.  

Deprem olur olmaz 20 dakika içinde devletin ilgili tüm birimlerinin, yıkımın yaşandığı bölgeye akmaya başladığını, haber kanallarından izledik. AKUT başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin kurtarma birimleri, sağlık ekipleri, askeri personeller, ihtiyaç olan araç ve gereçleri defalarca havalanarak getiren askeri uçaklarımız ve her partiye mensup siyasiler halkımızın yanında oldular.

Beş binden fazla profesyonel kurtarma personelinin, yıkılan yaklaşık 20 binanın üzerinde ve çevresinde olduğu söylendi. Ankara, İstanbul, Konya, Ordu gibi iller dahil, İzmir'e ekip göndermeyen şehir kalmamış gibiydi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve AFAD tarafından kurulan çadırlarda, Kızılay'ın kaynayan karavanası ile binlerce insanımızın tüm ihtiyaçları karşılanmaya devam ediliyor. Manisa'dan gelen bir hayırsever lokma dökmüş, bazı lokantalar bedava yemek dağıtımı yaptıklarını afişler asarak ilan ediyorlar. Bir halı saha tamamen vatandaşların getirdikleri giysiler ve ayakkabılarla doldurulmuş, kimin neye ihtiyacı varsa alıp gidiyor.

Bir afet, bir felaket yaşadığımızda; aramızdaki dünkü kavgayı unutur, bugün düşkün durumda olana yardım eder, neyimiz varsa verir, sarar sarmalar, kucaklaşır ve et tırnak misali birleşiriz. Acının ne siyaseti, ne de ticareti olmaz, aksini düşünen varsa da onlara yazıklar olsun.

Hayatımız boyunca belki de hiç görmediğimiz ve görmeyeceğimiz insanların, enkaz altından sağ ve sağlıklı çıkartılması için dua etmeyen kaldı mı?

Saatler sonra kurtarılan İNCİ için, ELİF için, 91 saat sonra kurtarılan AYDA bebek için sevinmeyen var mı?

Yüzlerce yıl dünyaya hükmetmiş Osmanlı İmparatorluğu’nun varisi olan bizler için; iman ettiğimiz dinin emri gereğince, yardıma ihtiyacı olanın yanında olmak, karakterimiz olmuştur.

2020 yılında maalesef akla hayale gelmeyecek birçok musibetler yaşadık, artık millet olarak çok yorulduk. İnşallah bu son yaşadığımız felaket olsun.

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }