Sovyet-Rus elçisi Semyan İvonoviç Aralov, Akşehir ile ilgili şunları yazmıştır:

…. Çay İstasyonuna döndük. Oradan trenle Akşehir’e geldik. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile Batı Cephesi Komutanlığının karargahları burada bulunuyordu. İstasyondan Mustafa Kemal’in evine kadar uzanan bir kilometreyi aşkın iki yanı ağaçlı yol boyunca erler dizilmişti. (Aralov, burada Mustafa Kemal Paşa’nın Akşehir’de kullandığı evden bahsetmektedir, bu ev günümüze ulaşamamıştır. Günümüzde, yerinde Verem Savaş Dispanseri vardır.) İstasyondaki törenli karşılamadan sonra karargaha uğradık. Bizim için hazırlanmış olan eve gittik. Akşehir küçük, yeşillikler içinde bir kasaba. Karargah, kasabanın en iyi evlerinden biri olup, bütün konforu ile Avrupa usulünce döşenmişti. Akşehir Yunanlılar tarafından işgal edilmemişti. Ama kenar mahallelerdeki evlerin çoğu topçu ateşi ile yıkılmıştı. (Akşehir ile ilgili yaptığım bazı araştırmalarda bazı Akşehirlilerin, düşman kuvvet tayyareleri tarafından bazı evlere bomba atıldığı ve evlerin yandığı anlatılmış idi bu bahsettim konu üzerine araştırmalarım devam etse de teyide muhtaçtır.) Sabahleyin Akşehir mezarlığına gittik. Türk halk hicivcisi Nasreddin Hoca’nın mezarı da bulunmaktadır.

Hocanın mezarı büyük bir saygı görmekte, çevresinde her zaman bir kalabalık görülmekte, burası bir çeşit ziyaret yeri sayılmaktadır. Mezar ziyaretimiz sırasında, mezarın etrafında çarşaflı Türk kadınları ile birçok subay bulunuyordu. Subaylar ateşli ateşli konuşuyorlardı. Mezar taşında bir çukur olduğunu gösterdiler. Mezarın sonunda yıkılacağından korkan şehir idaresi, mezarın çevresine demir parmaklıklar yaptırmıştı. Mezarın üzerinde çoğu Nasreddin Hoca’nın fıkralarından alınmış yazılar vardı. Bazılarını bizim için tercüme ettiler. “Yalan hiçbir zaman halka hakim olamaz, hakikat üstün gelir, halkın belleğine hüküm geçmez”, bize eşlik eden Türk sonuncu söze şunu ekledi; “ Ne Sultan’ın ne Emir’in ne zenginlerin hükmü geçer.” Bazılarının söylediklerine göre bu mezarda kimse yokmuş. Kurnaz Nasreddin Hoca bu mezarı kendi yaptırmış ve öldüğünü etrafa yayarak, bir yerlere çekip gitmiş.

Gece Mustafa Kemal, Nasreddin Hoca’nın serüvenleriyle, padişahların, hocaların, zenginlerin hileciliklerini meydana vuran davranışları ile ilgili fıkralar anlattı. Bütün bunlar çok ilginçti. (devam edecek)

Kaynakça: Bir Sovyet Diplomatın Türkiye Anıları 1922-1923 Semyan İvonoviç Aralov. İş Bankası Yayınları. Çeviren: Hasan Ali Ediz 2008