Muallim, ilim kazanan ve bu ilmi öğreten kişidir. Türkçeleşmiş ifadesiyle muallim; öğretmendir. Her ne kadar “öğretmen” kelimesi “muallim” kelimesini tam olarak karşılamasa da, öğretmen ve öğretmenlik mesleği her toplum için kutsal ve ulvî bir makam olarak görülmektedir.                                                                                                                                                                                        Öğretmenlik, insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. Ana malzemesi insan olan öğretmenin görevi, gücü yettiğince ve elinden geldiğince “Erdemli Toplum” ortaya koymaktır. İnsanı odak merkezi yapan her öğretmen; elbette ki öğrencilerine de insan olduğu için değer veren ve öğrencileri ile ortak paydaları olan, onlara karşı saygılı, şefkatli, önyargıları olmayan ve onları affeden, seven, sabretmesini bilen, örnek şahsiyetli, işini iyi yapan, fedakâr, etkileyici ve tutarlı tavırlar sergileyen kişiler olmalıdır. Bu yönüyle öğretmenlik  “Ruh ve Vicdan”idir.                                               

            “Ben ancak öğretmen olarak gönderildim.”diye buyuran, insanlık tarihinin en büyük öğretmeni Peygamber Efendimizin “Bir insanı kötülüklerden alıkoyup iyiliğe sevk etmek, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha hayırlıdır” sözü öğretmenlik makamının ne kadar şerefli ve büyük bir gayeye hizmet ettiğini göstermektedir.

            Topluma yön veren her büyük insan gibi Başöğretmen Atatürk de; bir taraftan eğitime ve eğitimin en önemli sacayağı olan öğretmene büyük değer atfetmiş, diğer taraftan da

            Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet fikren, ilmen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.” diyerek Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde görev yapan tüm öğretmenlere görev ve sorumluluklarını bir kez daha hatırlatmıştır.
            Biz eğitimciler yani öğretmenler de; tüm kutsal değerlerin günübirlik çıkarlara feda edildiği günümüz dünyasında, peygamberler mesleği olan öğretmenliği, tıpkı bir peygamber sabrıyla en güzel biçimde yerine getirmek zorundayız. Bunun için de heyecanımızı, azmimizi ve coşkumuzu diri tutmalı; iman tazeler gibi ülkümüzü ve hedeflerimizi tazelemeliyiz.

            Evrensel medeniyet kulesi de hiç şüphesiz bu onuru taşıyan fedakâr-cefakâr öğretmenler sayesinde yükselecektir.

            Bu vesile ile ebediyete göç etmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet ve bağışlama diliyor, bütün meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum.