İkiz binada hizmet veren dört siyasi partimizi sandık değil ama olası bir depremin yıkması kaçınılmaz gibi duruyor...

Haber/Yorum: Ümit Aykut ŞENER

Akşehir ve çevresinde 15 Aralık 2000 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında içlerinde kamu binalarının olduğu birçok binada hasar meydana geldiği bilinmekle birlikte aradan 20 yıl geçmesine rağmen depreme karşı önlemlerin alınmadığı da gözleniyor.

Hatırlanacağı üzere, 2000 depreminde Yaşarlar Mahallesi cami minaresinin yıkılması sonucu namaz kılan cemaatten 5 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Bu olay sonrasında devlet, Akşehir ve çevresindeki cami ve minareleri inceletip minare yüksekliğini 31 metre ile sınırlamış, çürük minarelerin tamamını ihale yoluyla yıktırmıştı.

Ülke genelinde meydana gelen son depremlerden sonra; başta MEB’e ait bazı okullarda, çoğunlukla güçlendirme çalışmaları yapılmış, depreme dayanıklı olmadığı tespit edilen okullar ise yıkılmış ve yerlerine yeni binaların yapımına başlanmıştır. Diğer kamu ve vatandaşa ait binaların kaçında hasar tespiti yapıldığı ise kamuoyuna açıklanmadığından halen bilinmezliğini koruyor.

Son olarak, Akşehir Belediyesi’nin mevcut binasından alınan karot örneklerinin analizi sonucu bilirkişi heyetinin hazırlayacağı kesin resmi raporun, olası bir depreme dayanaksız olduğu yönünde çıkması bekleniyor. Belediye, mevcut binadaki dükkan sahipleriyle geçtiğimiz hafta bir toplantı yaparak binanın acilen güçlendirilmesi veya yıkılması gerektiğini kendileriyle paylaştı. Bilgilendirme toplantısında binayı güçlendirmenin daha maliyetli olacağına dikkat çekildi.

Akşehir Belediyesi’nin bulunduğu binayla birlikte aynı yıllarda yapılan ve halk arasında İKİZ BİNALAR olarak da adlandırılan diğer bina için ise herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı merak ediliyor.

Bilindiği üzere ikiz binada AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, Vatan Partisi, bir Sendikanın Şubesi ve esnafa ait işyerleri bulunuyor. Akşehir Belediyesi, kendi binası için depreme karşı dayanaklı olup olmadığını belirlemek üzere harekete geçerken; yanı başında duran ikiz binasındaki mülk sahipleri ile de bir bilgilendirme toplantısı yapmayı düşünüyor mu? İkiz binadaki mülk sahipleri, böyle bir toplantıya davet edildiler mi? Bu konunun taraflarca açıklanması gerekiyor.

Akşehir Belediye Başkanlığı AK Parti’de olmasına karşın, bu binada iktidardaki AK Parti ilçe teşkilatının olduğu da bilinmesine rağmen susuluyorsa elbette ki olası bir depremde ikiz binanın da yıkılması ve istememekle birlikte olası ölümlerin meydana gelmesi durumunda bunun vebalini kimin taşıyacağı da açıktır.

İkiz binada hizmet veren bu dört siyasi partimizi sandık değil ama olası bir depremin yıkması kaçınılmaz olabilir!..

İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremin ardından Fatih Altaylı’nın Teke Tek programlarından birine katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum; “Belediyelerin riskli binaları yıkma yetkisi var. Kat sahiplerinin çoğunluğuna ihtiyaçları yok. Bir kişinin başvurusu yeterli. Burada yetki karmaşası yok” dedi.

Öte yandan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7. Maddesinin F bendine göre; Büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine, afet riski olan yapılara dair tebligat yapma, tahliye etme ve yıkma görevi verilmiştir. Yine İmar Kanunu’nun 39. Maddesine göre; risk taşıyan yapılara dair tespitler, tehlikenin ortadan kaldırılmasına dair tebligat ve yıkım işleri, yapıların maliklerine Belediye tarafından yapılacaktır. Hem Büyükşehir Belediyesi Kanunu hem de İmar Kanunu, riskli yapıların tespitini yapan belediyeye aynı zamanda tahliye ve yıkım sorumluluğunu da vermektedir.

Akşehir Belediyesi, bugüne kadar ilçe genelinde hangi yapıların riskli olduğunu tespit etmiş ve bu riskli yapılar için ilgili mevzuat gereği TAPU’ya ŞERH koydurmuş mudur? En azından vatandaşlar konut sahibi olmak istediklerinde, tapudan bu şerhleri görme imkanına sahip olacaktır ya da emlak alım satımlarında yapı sahibinden depreme dayanıklı raporu istemeyi ve ilgili tapu dairesinden kontrol ettirmeyi unutmamalıdırlar!

2010 yılında Akşehir Belediyesi’nin sorumluluk üstlenerek aldığı bir karar sonucu MANOLYA APARTMANI kimseye zarar gelmeden belediye tarafından yıkılmıştır. Yine 24 Ağustos Bulvarı üzerinde bulunan TANER APARTMANI da güçlendirme yapılmasına rağmen yeterince kuvvetlenemediğinden dolayı daire sahipleri tarafından boşaltılıyor ve yakın bir zamanda yıkılacak gibi duruyor. Zamanında bu binayı yapan müteahhitin Akşehir ve çevresinde yaptığı başka binalar varsa kontrol edilmesi gerekmiyor mu?

Belediye isterse kanunun verdiği yetkiyle re’sen harekete geçebiliyor da bizim belediye neden sadece 1-2 bina ile durumu geçiştirmeye çalışıyor? Açıklama yapsa da kamuoyu öğrense!

Akşehir Belediyesi kendi binası için mülk sahipleriyle toplantı yaparken, yanı başında duran ikiz binadaki mülk sahiplerini neden bir toplantıyla bilgilendirmeyi düşünemedi, gerçekten anlaşılması zor! Belediye halkın belediyesidir ve yalnızca kendisini düşünmemelidir!

Belediyenin canı can da, vatandaşın canı patlıcan mı?

Akşehir’in 1. Derece Deprem Bölgesi olduğu raporlarda mevcut. Bu durumda bina sahiplerinin oturdukları mülklerin depreme dayanıklılığını öğrenmeleri gerekiyor. Bilgi amaçlı hızlı testler 750 TL’den başlayıp, kapsamlı analiz fiyatı ise 5 bin lira ile 15 bin lira arasında veya daha yüksek oranlarda değişebiliyor. Test sonucuna göre binasını güçlendirmek isteyenlerin de, bağlı oldukları belediyeden ruhsat almaları gerekiyor. Risk tespiti sonrası binanın yıkılması öngörülürse burada devreye kentsel dönüşüm giriyor. Binada yaşayanların kentsel dönüşüme 15 gün içinde yaptıkları itiraz, heyet tarafından inceleniyor. Heyet de binanın riskli olduğunu kabul ederse 3 ay mühlet tanınıyor. Bu süre içinde bina boşaltılmazsa elektrik, doğalgaz, su hizmeti kesiliyor.

Akşehir Belediyesi, sorumlu olduğu kentteki insanlardan sadece vergi almayı değil, insan hayatını da öncelikleri arasına almayı ilke edinmelidir.

Akşehir Belediye Başkanı ve Meclis Üyelerini bu konuda acil kararlar almaları konusunda göreve davet ediyoruz. Bu kararlar arasında, Akşehir genelindeki binalara asılmak üzere, müteahhiti, mimari proje sahibini ve inşaat yılını gösteren levhaların asılması da olursa, her şey daha şeffaf olabilir. Diğer yandan, 2000 yılı öncesinde yapılan yapılardan başlamak kaydıyla depremde hasar almış yapıların sahiplerine veya yöneticilerine uyarıda bulunularak bilirkişi marifetiyle “HASAR TESPİTİ RAPORU” getirilmesi konusunda belirli bir süre verilmelidir. Bu süreye uymayan yapılar için de belediye yasasının verdiği yetkiyle harekete geçerek bu işi kendisi üstlenip, masraflarını da yapı sahiplerinden tahsil etmelidir.

Bir deprem sözünde olduğu gibi; “Eğer deprem konusunda herkes elini taşın altına koymazsa büyük bir deprem gelip taş üstünde taş bırakmayabilir!”

Aynı zamanda belediye ileriyi görmek adına ve olası bir depremi düşünerek esnaf için alternatif işyerleri üretilmesine katkıda bulunmaya öncülük etmeyi de kendisine görev bilmelidir. Gerekirse arabuluculuk etmelidir de! Tıpkı, Konya Büyükşehir Belediyesi Mevlana Çarşısı örneğinde olduğu gibi...

https://www.konya.bel.tr/haberayrinti.php?haberID=7739

Ne diyor uzmanlar;

“DEPREM ÖLDÜRMEZ BİNA ÖLDÜRÜR!”

Bir hatırlatma da Pervasız’dan gelsin; Akşehir Genelevi deprem riski nedeniyle 2017 yılı Ekim ayında yıkılmıştı. Yıkımla ilgili o tarihte Pervasız Gazetesi’nde yer alan habere aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

https://www.pervasiz.com.tr/gundem/aksehir-genelevinin-yikimina-baslandi8605-h74255.html

Akşehir Belediyesi Encümen kararıyla, genelev binasının depreme dayanıklı olmadığı ve boşaltılması hususunda işletmecilere önceden uyarı yapıldığı ancak bu uyarıya sessiz kalan bina sahiplerinin keyfini beklemeden binayı boşaltarak yıktığı biliniyor. Genelev binasının yıkılmasına hassasiyet gösteren Akşehir Belediye Başkanı’nın, ilçedeki diğer hasarlı binalara karşı da aynı hassasiyeti göstermesini, en azından Tapu Müdürlüğü üzerinden halkı bilgilendirmesini bekliyoruz.