BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI

Yerel seçimler yaklaştı. Partiler, belediye başkan adaylarını çeşitli yöntemlerle belirliyor. Bazıları nabız yoklaması, bazıları delege yoklaması yapıyor. Kimileri ise, yönetim kurullarının  veya Genel başkanlarının takdirine göre belirliyor. Kendine güvenip başkanlığa bağımsız adaylığını ilan edenler de çok. Bunlardan kazananlar da çıkıyor. Kutlamak gerekir.

En önemli konu ve sakınca ise; bazı belediye başkanların sürekli yeniden aday gösterilmesi!  Aynı kişinin sürekli aynı koltuğu işgal etmesi; birçok sakıncalar doğuruyor. Hep aynı kişiler, aynı yetkileri sürekli taşıyacaksa; aynı koltukları işgal edip aynı makamları ölünceye kadar dolduracaksa; demokrasinin ve seçimli sistemin bir anlamı kalmaz ki!

Bu süreklilik olanağı, koltukları işgal edenlerin; oradan gitmemek için her şeyi göze alarak krallığa hatta padişahlığa doğru yönelmesini teşvik edebilir. Örneği görülmeyecek kadar çok başarılı olanlar bile; yerlerini doldurabilecek birden çok adaylar yetiştirip, toplumda bıkkınlık uyandırmadan  nöbeti devretseler, daha çok takdir toplarlar. İstanbul ve Ankara Belediyesine sürekli aynı kişilerin aday yapılması da, demokrasi ile bağdaşmaz. Artık ikisinin de değişmesi gerek!

Bazı partiler aynı kişinin milletvekilliğinde üç dönemden fazla kalmasını, sakıncalı buldu. Bu seçimde üç dönemi dolduran milletvekillerini, belediye başkanı adayı yapacağını belli etti. AYNI SAKINCA, AYNI KİŞİLERİN SÜREKLİ AYNI KENTE BAŞKAN YAPILMASINDA DA VAR! Bir kente sürekli veya 10-15 yıl belediye başkanı olanlarda; hizmet heyecanı ve yeni hedefler bulma ve yönelme coşkusu kalmaz. Aynı kişi, aynı kente üç dönemden fazla başkan olamamalı.

Öte yandan, bir görevde büyük başarılar kazanan ve efsane olacak kadar takdir toplayıp ünlenen seçilmişler ve başka görevliler de çıkıyor. Onlara bir-iki kez ayrıcalık tanınabilir. Fakat padişahlığı andıran hevesler demokrasiyle ters düşer.  Bıkkınlık, hatta nefret bile uyandırabilir. Çok başarılı olanların, yerlerini dolduracak kişileri yetiştirip, koltuklarını sürekli hale getirmemesi; çok yakışır.  Üç dönem topluma hizmet edenlerin; işlerine, mesleklerine ve özel yaşamlarına, çoluk çocuklarıyla torunlarına dönmeleri; kendilerinin ve ailelerinin hatta toplumun mutluluğunu artırır. Üretim, iş ve meslek yaşamlarındaki başarılar ve çalışmalar da, topluma yararlı olup; takdir kazandırabilir. Üretimde ve ihracatta başarılı olanların ülkeye yararı; bütün politik makamlardan fazladır. Nedense bizim toplumumuzda politik görevler alarak ünlenmek ve beğenilmek, daha çok tercih ediliyor. İstanbul'daki iş yaşamında çok başarılı olup mağazalarına onlarca şube açan bir hemşerim, aynı zamanda Hac arkadaşım; geçende telefon etti. Memleketteki belediye başkanlığına iktidardaki partiden adaylığını koyacakmış... "Oraya gel de beni destekle!" dedi. Aynı partiden, aynı koltuğa şimdilik sekiz aday adayı daha varmış...  Aday adaylarını halk belirlerse; belki bir yararım dokunabilir. Fakat parti merkezi ve genel başkanı belirleyecekse; hiçbir etkim olamaz ki!

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }