Ülkemizde iş kazalarının sektörlere göre dağılımında genellikle inşaat sektörü başı çekerken, madencilik sektörü ikinci sırada yer alıyor. Yüksekten düşme, elektrik akımına kapılma, yanma, nesne çarpması ve düşmesi, ezilme, göçük, kesilme kopma, servis araçlarının karıştığı trafik kazaları gibi nedenlere geçtiğimiz yıl itibariyle Covid-19 da eklenirken, ekonomik nedenlerle intihar eden işçilerin sayısının ise 2020 yılında 100’e yaklaştığı bildiriliyor.

2020 yılında iş kazalarında yaşamını yitiren kadın işçilerin oranı yüzde 6, toplam kaybın sendikalılık oranı ise yalnızca yüzde 4 olarak kaydedildi.

İş kazaları genellikle bir ya da birkaç işçinin yaşamını yitirdiği olaylar olarak yaşanırken; ülkemizde yüzlerce işçinin birlikte can verdiği, özellikle önlem alınmakta gecikilmiş yeraltı madenlerinde, ihmallerden kaynaklanan kazalar ile inşaatlar ve şantiyelerde gerçekleşen ve yine önlem yetersizliğinin sonucu olan kazalar, kamuoyu tarafından “İş Cinayetleri” olarak adlandırılıyor.

İngiliz klasik liberal düşüncenin öncüsü olarak kabul edilen düşünür John Locke; tüm farkı yaratan emektir demişti. Hayatın en kıymetli temel taşı olan emeğin değerinin bilindiği, toplumun her kesiminin olduğu gibi emekçilerin de örgütlenme haklarını eksiksiz kullanabildiği, kaza adı altında can kayıplarının yaşanmadığı günlere ulaşmak ümidiyle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlarız.