Akşehirli Tahir Hoca(Tahir Ekin), Akşehir’in köklü ailelerinden olan Helimzadelerdendir. Yine bir iddiaya göre soyu Akşehir’in ulu âlimlerinden Seyyit Mahmut Hayrani’ye dayanmaktadır.

Tahir Hocaefendi, Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişmiş aydın âlimlerden biridir. Özellikle hukuk alanında kendini yetiştirmişti. Bol bol kitap okur ve bilgilerinin taze kalmasını sağlardı. Pek çok mahkeme zor davalarda Tahir Hoca’nın bilgisine başvururlardı. Mahkemeler bilirkişi olarak onu seçerdi.

Akşehirlilerin genellikle beyaz uzun sakallı, nur yüzlü olarak hatırladıkları Tahir Hocaefendi hiç evlenmemişti. Kendisini tamamen ilme vermişti. Çevresinden büyük saygı görürdü.

Bir gün Tahir Hoca, Akşehir’den trenle yolculuk yapmak üzere ayrılır. Trene biner, fakat tren hınca hınç doludur. Oturacak yer yoktur.  Kompartımanda oturan Akşehirli bir genç Tahir Hoca’yı tanır. Ona yer vermek, onu kompartımanına almak ister. Fakat orada oturan genç bir hâkim, Hocaefendi’yi küçümseyerek kompartımana almak istemez. Bunun üzerine Akşehirli genç, Tahir Hocaefendi’nin hukuk alanında bir bilirkişi olduğunu ifade edince,  Hâkim: “-O zaman ben ona içinden çıkamadığım bir davayı soracağım.”der ve davayı Tahir Hocaefendi’ye anlatır.

Tahir Hocaefendi, ayaküstü davanın çözüm yolunu izah eder. Genç hâkim mahcup olur. Hocaefendi’nin ellerine sarılır ve saygısızlığı için “-Beni affet” der. Trende kompartımanına alır ve yerini ona verir.

Akşehirli Tahir Hocaefendi tam bir ilim adamıdır. Kendisini her zaman siyasetten uzak tutmuştur. 1945 yılında ilk Çalışma Bakanı olan Konya Milletvekili Sadi IRMAK, Akşehir’e geldiği zaman Tahir Hocaefendi ile görüşüp hayırduasını almak ister. Bu amaçla Hocaefendi’ye haber gönderir.

Tahir Hocaefendi: “-Aman, sonra bu görüşmeyi başka anlamlara çekerler.”deyip Çalışma Bakanının görüşme teklifini reddetmiştir.

Akşehir’in tasavvuf ve ilim iklimine büyük katkıda bulunan Tahir Hocaefendi, halk arasında unutulmazlar arasında yerini almıştır.

Not: Bu bilgiler bugün 95 yaşında olan yeğeni Sabri Ekin’den derlenmiştir.