Akşehir’in Kurtuluş Savaşı sonrası gelişmiş bir duruma gelmesi için uğraş veren Akşehir Bankası, Sultan Dağlarından çıkan “Şarlak Suyu”nu 1934 yılında Akşehir’e getirmiştir.

Şarıldayarak akan su yüksekten yere düşerken “lak” diye bir ses çıkarır. İşte Türkçe’de Şarlak sözcüğü böyle oluşmuştur. Günümüzde unutulsa da Şarlak; çağlayan, küçük şelale anlamına gelmektedir. Su bir kaya aralığından tertemiz çıkıp kayadan aşağı dökülürken içerisine bol miktarda oksijen karıştığı için insana gençlik ve sağlık vermektedir. Türkiye’de 26 ilde toplam 60 şarlak yani çağlayan suyu tespit edilmiştir.

Bu şarlak sularından biri de Akşehir’de idi. Kente 3 km uzaklıkta ve şehir yüzeyine göre bin 328 metre yüksekliğinde bulunan şarlak suyu Akşehir’i besleyen bütün pınarlardan daha uzakta idi. Şarlak suyu, Tekke’nın üstünde bir kayanın içinden çıkardı. Önceki devirlerde Akşehirli gençler bu yere her sene geziler düzenlemekte idi.  Akşama kadar suyun başında yenilip içilerek eğlenilirdi. Etrafta bulunan kediler de nasibini alırlardı. Bundan dolayı yörede “Şarlak kedisi” deyimi kullanılıyordu.

Akşehir tarih boyunca Sultan Dağlarından gelen ırmaklarla sulanmıştı. Ancak ırmakların kirlenmesi ve özellikle yaz aylarında sularının azalması, Akşehir’de sağlıklı suya ulaşma imkanını azaltmakta idi. Bunun üzerine 1932 yılında Akşehir Belediye Meclisi, Şarlak suyunun getirilmesine ve bu suların Topyeri mevkiinde yapılacak 2 adet 375 metreküplük depoya akıtılmasına ve bu suyun yeni yapılacak şebekelerle abonelere ve sokak çeşmelerine verilmesine karar verilmişti. Akşehir Belediyesi’nin bunu yapacak ekonomik gücü yoktu. Bunun üzerine o dönem ilklerden olan yap-işlet-devret modeliyle suyun getirilmesine karar verilmişti.

Öte yandan Akşehir Bankası, 1929 ekonomik kriz sonrası sermayesini koruma ve ticaret yoluyla sermayesini artırma çabası olarak Akşehir Belediyesiyle elektrik ve su işletmelerinin kurulması yönünde sözleşmeler yapılmasına karar verilmişti. Bankaya bağlı olarak Toplam 230 bin TL’ye mal olan Şarlak Suyu ve Elektrik İdaresi kuruldu. Bankanın bu işten yeni bir Akşehir Bankası kuracak kadar kazanç elde edileceği düşünülmüştü. Şarlak Suyu ve Elektrik İdaresi’nin başına birinci dereceden imza yetkili Mustafa (Şarlak), muhasebeciliğine de ikinci dereceden imza yetkili Mustafa Erkan getirilmişti.

1937 yılında Akşehir Belediye Başkanı olarak da seçilecek olan Mustafa, şarlak suyunun Akşehir’e getirilmesinde büyük çaba gösterdiği için soyadı kanunu çıkınca “Şarlak” soyadını almıştır. (Soyadı Kanunu, 2 Temmuz 1934 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.)

Akşehir Belediyesi, Akşehir Bankası’yla yaptığı sözleşme gereği suyun şehre getirilmesi, elektriğin üretilmesi ve 27.07.1935 tarihinden itibaren 31 yıllığına dağıtımının Akşehir Bankası’na verilmesi kararlaştırılmıştı. Sözleşmeye göre buna karşılık olarak belediyece hayvan pazarı ve mezbaha vergileri teminat olarak gösterilmişti.

Sözleşmelerin yapılmasından sonra harekete geçen Akşehir Bankası yetkilisi Mustafa Şarlak, Akşehir Belediyesi’ne karşı taahhüt edilen Şarlak Suyu Projesi’nin inşaatına başlamıştır. Önce Topyeri mevkiinde 2 adet 375 metreküplük su deposu yapıldı. Bin 328 kotundaki Şarlak Suyu bin 90 kotundaki bu iki depoya 15 cm çapında font 217 borularla getirilmişti. Buradan da borularla Akşehir’e isale yapılmıştı.

Bu tesisat için ek keşiflerle beraber 170 bin 962 TL masraf edilmiştir. Eski gösterilen teminata ait gelirlerin önemli bir kısmı değişmiş, eksilmiş ve vergi matrahları en aza indirilmişti. Bundan dolayı belediyenin kendi gelirleriyle tesisat bedelini ipotek karşılığı olan eski borçlarını ödemesi zor olduğundan dağıtım işinin banka tarafından yönetilmesi ve bu borcun kredi şeklinden çıkarılarak taleplerin daha sağlam esaslara bağlanması kararlaştırılmıştı.

1934 yılı sonlarında Akşehir Bankası tarafından su abonelikleri yapılmaya başlandı ve Akşehirlilerin evlerine şarlak suyu verildi. 13 Ocak 1935 tarihli Milliyet Gazetesi’nde; “Akşehir Bankası, umumi sıhhat bakımından çok lüzumlu olan ve bir saat mesafede bulunan Şarlak namındaki güzel bir suyun şehre ishalinde memleket nam ve hesabına azim fedakarlık göstermiştir. Bu temiz ve güzel su kentimizin her tarafında akmakta, çarşı ve mahallelere çok sık bir şekilde konan yangın muslukları vasıtasıyla belediye adamları tarafından çarşı ve sokaklar sulanmaktadır,  bu sayede halkımız toz ve topraktan kurtulmuştur” şeklinde haber yer almıştır.

Akşehir Bankası, 1950 yılına kadar Akşehir’in elektrik ve su ihtiyacını hiçbir şikayet gerektirmeyecek şekilde karşılamış hatta Belediye Meclisi, bu faaliyetlerden duyduğu memnuniyeti çeşitli vesilelerle belirtmiştir. Her ne kadar yapılan çalışmalardan memnun olunsa da Akşehir Belediye Meclisi, 1949 yılı sonlarına doğru kendisi işletmek üzere su ve elektrik tesislerinin Akşehir Bankasından 650 bin TL karşılığında satın alınmasına karar verilmiş ve bu miktarı Belediyeler Bankasından borç alma yoluna gidilmiştir. Bu miktarın verilmesi karşılığında 1950 yılından itibaren elektrik ve su dağıtımının belediyeye devredilmesi istenmişti.

1970’li yıllara kadar Akşehirliler Şarlak suyu içmekte idiler. Hatta halk arasında “Akşehir’in suyu şarlak gızları apabak” veya “Akşehir’in Suyu Şarlak Kızları Parlak” olur derlerdi. Sonra açılan kuyular nedeniyle sular karışmıştır.