Akşehir Palas Oteli, 1952 yılında İslamcı Şair, Yazar ve Düşünür Necip Fazıl ile İslam Alimi ve Tefsircisi, Risale-i Nur Külliyatı'nın yazarı Bediüzzaman Said Nursi ile buluşmasına ev sahipliği yaptı.

Akşehir Palas Oteli, 1950 yılında Akşehirliler tarafından İstanbul’un Eminönü ilçesinin Sirkeci semtinde açılmıştı.

1952’lerde Akşehir Palas Oteli, Sirkeci Garının Sultanahmed’e çıkan caddenin sağında hemen çıkmaz sokakta idi. Adliye yürüme mesafesinde yani çok yakındı. Adliye o zaman ki Büyük Postanenin üst katı, 5. kat… yürüyerek üç-beş dakika...

İslamcı Şair, Yazar ve Düşünür Necip Fazıl Kısakürek,  Abdülhakim Arvasi’yi tanımış ve kâmil insan olarak onu görmüş, başka hiçbir kimseyi onunla kıyas etmezdi. Necip Fazıl birçok din büyüğü ile tanıştı, görüştü ama o hiçbirini velayet ve tasavvuf cihetinden kâmil mürşit olarak görmezdi.

Bediüzzaman Said Nursi’ye Gençlik Rehberi adlı kitabından dolayı bir dava açılmıştı. Bediüzzaman Said Nursi, bu davanın duruşmasına katılmak için 1952 yılının Ocak ayında İstanbul’a gitti. Sirkeci'deki Akşehir Palas Oteli'ne yerleşti. Kaldığı yer otelinin çatı katında idi. Batar kat denir ya, kenarları teras, öyle bir yerdi. Bir karyola, bir teneke, musluk, birkaç kap kacak, bir de hasır var. Hasırda cemaatle namaz kılınıyordu.

Bediüzzaman Said Nursi, Akşehir Palas otelinde kalırken kendisini ziyaret edenlerden biri de Necip Fazıl idi. Necip Fazıl’ın bu ziyareti 1952 yılının Şubat ayında gerçekleşmişti.

Avukat Hüseyin Rahmi Yananlı’nın anlattığına göre; kendisi Bediüzzaman Said Nursi’yi ziyarete gidecekken Necip Fazıl’da kendisi ile gelmek ister ve beraber Akşehir Palas oteline giderler. Necip Fazıl geliyor denince Bediüzzaman:

 “Hemen bir sandalye bulun” dedi. Bediüzzaman, Necip Fazıl’ı alaka ile karşıladı. Ona çok iltifatlarda bulundu. Necip Fazıl’a ‘kardeşim’ diyerek sarıldı ve sandalye vererek oturmasını sağladı.

Görüşme sırasında Necip Fazıl, Bediüzzaman’a hizmet eden gençleri gördü. Bu gençler kendisinin yanına gelip giden gençlerdi.  Gençleri onun yanında ve hizmetinde görünce  üzülmüş olacak ki, Bediüzzaman kendisine:

"Üzülme! Üzülme! Ben Doğucuları, Risale-i Nur talebesi olarak kabul ettim. Ben seni Risale-i   Nur'a yirmi senelik hizmet yapmış olarak kabul ediyorum' dedi.

Yine Necip Fazıl'la olan görüşme sırasında Bediüzzaman, Necip Fazıl Kısakürek’e:

"Biz bir ağacın meyveleriyiz. Aramızda ayrılık-gayrilik yoktur. Ders almak ve kaynak bakımından aynı yere gidiyoruz.' dedi.

Görüşme sırasında Necip Fazıl, Bediüzzaman Said Nursi’nın takdirini kazanmak için:

 “Benim evladımı bıçakla lime lime doğrasalar affedebilirim de ‘filancayı' (Mustafa Kemal’i) affedemem” demiş.

Bediüzzaman da:  ‘Maşallah, maşallah, tıpkı Eski Said gibi konuşuyorsun' şeklinde ona cevap vermiş. Anlaşılan bu cevap Necip Fazıl'ın hoşuna gitmemiş ve Necip Fazıl pür telaş otelden ayrıldı. Ayrılırken kendisinden randevu isteyenlere ; “Moda Şükran Sokak Numara 5” dedi, geçti ve hızla oradan uzaklaştı. Çok cerbezeliydi.

Kaynak: Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi’yi anlatıyor. Nesil yayınları.