AKŞEHİR ÇAY OCAKLARI

Temmuz ayını bitirdik. Ağustos ayındayız. Sabahtan uyanıyoruz. Gene güneşli bir gün. Kapı pencere açık yatmak nafile. Hava esmiyor. Yaprak kıpırdamıyor. Sabahın sekizi. Güneş odanın içini zapt etmiş. Günlerdir bir yağmur yağsa beklentisindeyiz. Oysa sıcaklıklar arttıkça artıyor. Umutlu bir bekleyişteyiz. Bir yağsa! Bir yağsa! Mevsimlerin de ritmi değişti. Havalar değişti. İnsanlar gibi oldu mevsimlerde. Mevsimleri de kendimize benzettik.

Bugün doğru diye savunduğumuz fikirleri yarın eğri diye savunur olduk. Mevsimlerin ritmi değişti. İnsanların kararsızlığında, güvenilmezliğinde, yalanında dolanında olduğu gibi. Güvensiz, kararsız, insanı aldatan mevsim geçişleri gibiyiz. Boş yarenlik peşindeyiz. Laf olsun diye konuşmakta üstümüze yok.

Sokağa çıkacağım, bu sıcakta yürümek imkânsız. Bir belediye otobüsü gelir, bir dolmuş artık hangisi olursa.

En yakın çay ocağına gideceğim, Tek dinlence günüm var. Gidip birkaç çay içip dinleneceğim. Şunu samimiyetimle söyleyebilirim ki Akşehirli olanlar çok iyi bilir. Akşehir çay ocakları ile de meşhurdur. Gazi Çay Ocağı, Arkadaş Çay Ocağı, Anıt alanındaki çay ocağı, eski vergi dairesinin altında bulunan çay ocakları, Arasta içerisindeki çay ocakları şu anda aklıma geliverenler. Tabii bu arada kahvehaneleri ile de Akşehir’imiz oldukça gelişmiş ve tanınmış bir şehirdir.

Çay ocaklarından birisine gideceğim. Benim için Akşehir’de gidilecek çay ocağı olsun, çay ocağı ayırmam. Çay olsun. Akşehir’deki çay ocaklarının tümünün de -çoğuna gittiğim için- hazırlamış oldukları çayları gerçekten güzeldir. Ucuzdur.

Neyse ileriden bir dolmuş göründü. Yalnızım, Aslında hep yalnızız. Tek kişi de olsak. Çift kişi de olsak yalnızız. Doğarken öyle. Vefat edince öyle. İnsanı bunaltan bir sıcaklıkta güne başlıyoruz işte. Minibüse biniyorum. Bir öğrenci kapı önünde, kurs öğrencisi. Üniversite sınavlarına hazırlık için kursa gidiyor. Yanındaki arkadaşı ile bugünkü girecekleri sınavı konuşuyorlar. Yaşlı bir teyze hastaneye gidiyor. Yirmi yaşlarında bir kız, elinde telefon ile oynuyor. İlk gözüme ilişenler, sonra minibüsteki yalnızlığım bir kat daha artıyor. Yalnızız. Hep güvendiklerimiz, sevdiklerimiz, en çok da sevdiklerimiz, umutlarımızı öylesine kopardı ki. “Müsait bir yerde” diyorum, En yakın çay ocağının önünde iniyorum. “Hoş geldin!” sesindeki tatlı yumuşaklıkla karşılıyor beni çay ocağının sahibi.

Akşehir’deki çay ocakları güneş doğmadan önce açılır ki çay ocakları da güneşle birlikte doğar. Benim çay ocağım da öyledir. Çok zaman iş günüm olsun ya da tatil günüm sabahın erken saatinde çay ocağıma gelir çayımı içerim. Güneşle birlikte çay ocağı sahibi de çay ocağını besmele ile açar. Sandalyeleri ve masaları çay ocağının önüne sıralar. Sonra bakırdan kazanın üzerindeki demliklerden buharlar çıkmaya başlar. Bakır ocağın üzerinde üç büyük demlik kaynar. Burada kaynayan demliklerin çayın tazeliğinin güzelliğinin konusu Akşehir sokaklarının sıcaklığına yayılır.

Çay ocağının önünde sandalyede otururken artık sana ne içeceğin sorulmaz. Birazdan demlenmiş olarak gelen çay masanın önüne bırakılır,

Akşehir Çay ocaklarında iş yerine gitmek isteyenler, çayın ocaklardan Akşehir’e yayılan kokusunu duyanlar ocaklara akın etmeye başlarlar. Benim gördüğüm kadarı ile çay tiryakilerinin uğrak noktaları çay ocaklarıdır.

Çay ocakları her ne kadar kalabalıklarda yalnız olduğumuzu hissetsek de yalnızlığımızı giderebileceğimiz, muhabbet edebileceğimiz, sohbetlere katılabileceğimiz mekanlardır. Kimisi küçük, kimisi büyük çay ocaklarımız.

Akşehir’de kaç çay ocağı vardır, elli, yüz. Mutlaka bu sayılara yakın veya daha fazla çay ocaklarımız vardır. Ne güzel! Ayrıca çay ocaklarında içilen çaylar da parklara, kafelere, pastanelere göre de oldukça ucuz.

Akşehir Çay Ocakları çay tiryakileri için bulunmaz mekanlar.

Çay ocakları hayatın içinde küçük sohbet ve muhabbet mekanları.

Çay ocakları samimiyetin buluştuğu noktalar.

Çay ocakları ince belli bardaklarda çaylar yudumlanırken huzur bulunan mekanlardır,

Akşehir Çay Ocakları günün doğuşunda, ortasında ve batışında gün boyu kapısından içeri girilirken, mutluluğa, muhabbete girilen mekanlardı ve yorgunluğun dinlenceye, muhabbete dönüşeceği, geçmişten günümüze günümüzden geleceğe köprü olacak güzel duraklardı.

{ "vars": { "account": "G-5Z2CE4T8R8" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }