İnsanın iple çektiği durumlar vardır. Bir an önce gelmesini ister. Gelen zaman kavuşmanın, ulaşmanın, birlikteliğin adıdır. Mutlu olduğunuz, güzellikler içinde kulaç attığınız, özlem giderdiğiniz an o andır işte.

Edirne de benim için aynı özellikleri taşıyor yıllardan beri. Sıcak insanlar diyarı, derim bu kente. Gerçekten de sıcak, sıcacık insanların yurdudur. Dürüstlükleri, dostluğa değer vermeleri, şakaları, kendilerine özgü konuşmalarıyla bir başkadır. Aydındırlar, gerçek neyse yalpalamadan söylemeleri, kendileri için yaşamaları, başkalarına hoş görünmek gibi bir istekleri olmadığındandır bu şirin kente sevdam.

Bin yıllık dostum, canım arkadaşım, eşsiz insan yazar, şair, çevirmen Nil Pröttel ile davetliydik. Nil geçen yıl da fuara katılmış, birkaç gün kalabilmişti. Bu yıl daha çok kalma niyetindeydi…

Fuara katılan sanatçılar ülkemizin önde gelen adlarıydı. İsmail Saymaz fuarın onur yazarı, konuğuydu.  Bin yıllık dostum, arkadaşım, kardeşim Başkan Recep Gürkan, eşi Esra Gürkan’la karşılaşmamız birkaç aylık özlemimizi gidermişti. Canım Recep Başkanım, dünya güzelidir. Doğaldır, insandır, hem de insan kere insan. Gülümsemesi içtenliğinin, iç güzelliğinin kanıtıdır.

Edirne’de güzel işler yapılıyordu. Belediye tüm gücüyle çalışıyor, insanlara güzellikler sunuyordu.  Her gittiğimizde bin güzellik demeti karşılıyordu bizleri. İnsanlar da Recep Başkan’dan fazlasıyla memnundular.

Kitap fuarı bu yıl öğrenci akınına uğradı. Gerçekten de ilgi yoğundu. Milli eğitim fuara fazlasıyla katkı vermişti. Öğrenci, çocuk sesi olmadan fuar olmaz, olamazdı. Yetkililere teşekkürü bir borç bildik katkıları nedeniyle.

Nil arkadaşımla birlikte tam beş gün ilkokul, anasınıfı öğrencilerine masallar okuduk, birlikte şarkılar söyledik. Minikler bu uygulamadan çok mutlu olmuşlardı. İki okulda da söyleşiye katıldık. Edirneli Başar Atarbay arkadaşımın emekleri unutulamazdı burada. Meslektaşım, yazar dostum Başar Öğretmen, okulu için kent için güzel işler yapıyor.

Fuarın bu yıl da yorulanlarının başında Edirne Kent Müzesi Müdürü Recep Soyupak ve kültür bölümü çalışanları oldu. Hiç boş durmadılar desem abartmış sayılmam. Nur arkadaşım, Ömercan arkadaşım, eksik gedik olmasın diye büyük mücadele verdiler.

Fuar çıkışı Aydın, Nilgün Ilgaz, Nil arkadaşımla Fuat’ın Yeri’ne gidiyorduk. Oradaki insanların çoğu dostumuzdu yıllardan beri. Bayağı da samimiydik.

Nil Pröttelle birlikte bir akşamüzeri Yunan köyüne gittik. Çok sıcak karşılandık. Yunan köyündeki taverna çok ucuzdu. Aklımız almadı. Sessiz sakin bir köydü. Edirneliler orası ucuz diye akşam yemeklerine o köye gidiyorlarmış. Yunan köyü olmasına bakmayın, beş dakikalık yürüme mesafesinde. Dönüşte de gümrükten ihtiyaç duyduğumuz ne varsa aldık. Çok da ucuzdu.

Edirne gerçekten yaşanılacak şehirlerin başında geliyor.  İnsanıyla, dokusuyla, ürünleriyle cazibe merkezi olma yolunda epey yol almış. Fuara emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek azdı. Güzel insanlar her şeyi çok güzel başarıyorlardı. Güzelliklerle dolu bir fuar dönemi daha geçmişti…