Yazar, alim ve hakim olan Bereketzade İsmail Hakkı, hayatını anlattığı “Yâd-ı Mâzî” adlı eserinde iki yıl boyunca kaymakamlık yaptığı Akşehir’de yaşadıklarını ve yapabildiklerini anlatmıştır.

Bereketzade İsmail Hakkı, İstanbul Fatih’te Atik Ali Paşa mahallesinde 1851’de doğdu. Babası Eğinli (Kemaliye) Bereketzade ailesinden olup sarayda çuhadarlıkla görevlendirilen Hasan Basri, dedesi İstanbul Ayasofya Camii dersiâmlarından İsmail Hakkı Efendi’dir.

Bereketzade İ. Hakkı küçük yaşta babasını kaybetti. Bir müddet Canfeda Hatun Mektebi’nde okuduktan sonra Hafız Paşa Sıbyan Mektebi’ne devam etti; bu arada hıfzını tamamladı. Medrese tahsilinde pek çok din alimlerinde okudu; tefsir, hadis, fıkıh, kelâm, tasavvuf ve Arap edebiyatı alanlarında kendini yetiştirdi. Mülkiye Mektebi’ne bir buçuk yıl devam ettikten sonra yeni açılan Darülfünun’a girdi. Ancak Darülfünun’un 1871’de kapatılmasıyla buradaki tahsili de yarıda kaldı.

Bereketzade İsmail Hakkı’nın yazı hayatı talebelik yıllarında başlamıştır. Önce Namık Kemal’in çıkarmakta olduğu İbret gazetesine makaleler yazdı. Fakat çok geçmeden İbret gazetesinin kapatılması üzerine Namık Kemal ve arkadaşlarıyla birlikte önce hapsedildi, sonra da Nari Mustafa Bey’le Akka Kalesi’ne sürgüne gönderildi (9 Nisan 1873). Üç yıldan fazla devam eden sürgün hayatı Sultan V. Murad’ın tahta geçmesi üzerine sona erdi (30 Mayıs 1876).

Memuriyet hayatında Halep ve Adana vilâyetleri defterdarlığından sonra Akşehir Kaymakamlığı görevlerine getirildi. Bekeretzade, 7 Haziran 1877’de İstanbul’dan yola çıktı ve genellikle yaylı at arabasıyla yolculuk yaptı. Yağmurlu ve rüzgârlı bir havada sırılsıklam olarak Akşehir sınırları içinde bulunan Cihanbeyli’ye bağlı bir Kürt köyünden Akşehir’e giriş yaptı. Akşehir Kaymakamlığı sırasında bekar idi. İki yılı aşkın bir süre Akşehir Kaymakamlığı yaptı.

Daha sonra dört yıldan fazla Beyrut İstİnaf Mahkemesi Reisliği yaptı. II. Meşrutiyet’ten sonra Baş Müddeiumumi, ardından da Temyiz Mahkemesi üyesi oldu.

Arapça, Farsça ve Fransızca bilen Bereketzade İsmail Hakkı, İstanbul’da 1918 yılında vefat etti.

Eserleri:

1.Envâru’l-Kur’ân. Yarım kalmış tefsîr olup birinci cildi 1331’de neşredilmiştir.

2.Metâlib-i Âliye. Allah’ın varlığını isbat edip karşı görüşleri cevaplandıran bir eser. 1314’de İstanbul’da neşredilmiştir.

3.Necâib-i Kur’âniye.

4.Yâd-ı Mâzî. Hayatını anlattığı eseri.

5.Bekâ-yı Saltanat-ı Osmaniye. (İst.1332) Mahmut Hamza’nın el-Burhan ala bekâ-yı mülki Benî Osman ilâ âhiri’z-zamân adlı risalesinin tercümesidir.

6.Esrâr-ı Belâğat.

7.Sûriye Muzafferiyâtı. (İst.1291) Muhsin takma adıyla yazdığı İslâm tarihine dair eser.

8.Menâkıb-ı Seniyye. Bûsiri’nin Kasidetü’l-Hemziyye’nin tercüme ve şerhidir.

Akşehirliler özelikle de köylüler tarafından çok sevilen Kaymakam Bereketzade İsmail Hakkı, Akşehir’e aşağıdaki hizmetleri yapmıştır:

1-Akşehir Hükümet Konağı yanmış olduğu için yeni hükümet konağı yapımı için girişimlerde bulundu. Halktan yardım istendi.

2-Nasreddin Hoca Türbesini mecnunlardan korumak için zaptiyeler görevlendirdi.

3-Nasreddin Hoca Türbesi’ni tamir ettirmek istedi ancak 93 Harbi nedeniyle yaptıramadı.

4-Tekke deresine bir hayli fidan diktirdi. Fidanları kesene 5’lik nakit ceza ve yerine üç fidan dikme cezası veriyordu.

5-Bütün köyleri at sırtında dolaşarak onlarla dostluk kurup dertlerini dinleyip çözümler üretmeye çalıştı. Zenginlerin fakir ve talebelere yardım etmeleri için teşvik etti.

6-Akşehir Çarşısında dükkan önlerinde bulunan ve yolları kapatan setleri yıktırdı.

7-Öğretime hazır olan Rüştiye Mektebi’ni eğitime açtı ve öğretmenliğine ulemadan Selim Efendi’yi tayin etti. Kahvehane ve berber çıraklarını okula gönderdi.

8-Türk çocuklarını kuyumcu, doğramacı, demirci ve yemenici gibi sanatları öğrensin diye Ermeni ustaların yanına verdi.

9-Dağdan oluklarla akan suyu Afyon’dan getirttiği musluklarla evlere düzenli olarak dağıttı.

10-Murabahacıların el koyduğu devlet paralarını tahsil etti.

11-Murabahacıların, tefecilerin köylülere yaptığı baskıyı ortadan kaldırdı.

12-Tefecilere borçları nedeniyle hapse düşen köylüleri hapisten çıkarttı.

13-Çeşitli uygulamalarla ve desteklerle üretim yapan çiftçileri korudu.

14-Rüsvet yiyen, devlet malını çalan devlet memurlarını azl ve def eyledi.

15-Köylüleri tefecilerin elinden kurtarmak için “borç sandıkları”nı kurmayı teşvik etti. Köylülerin ileri gelenlerini toplayıp eğitimlerini yaptırdı.

16-Ahalinden savaştaki askerlere hırka, çorap gibi malzemeler toplayıp gönderdi.

17-Akşehir’in köylerini basan eşkıyaları askerin önünde giderek geri püskürttü ve bazılarının öldürülmesini sağlayarak köylüleri korudu.

18-Köylerde hırsızlık yapan Göçebe Kıptileri, Akşehir’den sürerek uzaklaştırdı ve hırsızlık olaylarının azalmasını sağladı.

19-Plevne’nin düşmesi üzerine Rumeli’den pek çok muhacir yola çıkarak Bursa’ya geldi. Devlet bu muhacirlerin bir kısmını Konya’ya yolladı. Bereketzade, Akşehir’e gelen muhacirleri bir planlama yaparak çeşitli köylere düzenli olarak yerleştirdi. Fazla gelenleri de Ilgın tarafına gönderdi.

İki yılı aşkın süre çok yoğun çalıştığı için daha fazla dayanamayan Bereketzade İsmail Hakkı memuriyetten istifa etti. Akşehir’den ayrılması sırasında büyük bir kalabalık tarafından uğurlandı. Müftünün yaptığı duaya herkes katıldı. Şehrin sınırına kadar onu uğurladılar. İsmail Hakkı’nın ardından pek çok Akşehirli gözyaşı dökmüş idi.